İktidar, AB (Avrupa Birliği) meselesinde eski heyecanını kaybedip rölantiye almış gibi. Oysa, başörtüsü, katsayı vs. gibi hakları kemaliyle işletebilmek için; Anayasayı AB normlarına göre uyarlaması lâzım. O zaman işler daha rahat ve kolay olur.
AB’den, demokrasi ve insan hakları talep ederken, komplekse kapılmamıza gerek yok! Bir sefer AB, hür teşebbüs, hak ve hürriyetler çerçevesinde bir medeniyet projesidir. Hak ve hürriyetlerin kaynağı, Kur’ân ve Sünnettir, yâni İslâmiyettir. Tıpkı, ilmin pederi İslâmiyet ve pekçok kâşifin, mucidin Müslüman olması gibi.
İnsan Hakları 1948’de değil, 610 yılında ilân edilmeye başlanmış, 632 yılında fiiliyâta/pratiğe geçirilerek kemâle erdirilmiş.
Hürriyetin asıl kaynağı; İlâhîdir, semâvîdir. Cenâb-ı Hakk’ın esmâsı, kâinatta mücessem olarak tecellî etmiştir. Kur’ân’da yazılı olarak yer almıştır. İnsan kâinatın özeti, minyatürüdür. Dolayısıyla bütün isimler onda tecellî etmiştir.
İnsanın dünyaya gönderilmesinin sebebi, imandır, mârifetullahtır. Mârifetullah, O’nu bütün isim ve sıfatlarıyla tanımaktır.
Allah, Kendisinin Basîr (gören) olduğunu anlamamız için görme özelliği vermiştir. Semi’ olduğunu anlamamız için de işitme…
Fen veya sosyal bütün ilimler, Esmâ-i Hüsna’ya dayanır. Meselâ, tıbbın Şâfi’; matematiğin Mukaddir; sanatın Sani’ ismine dayanması gibi.
Yaratıcı Fa’al’dir… Kâinatın Sahibi, “Fa’alün limâ yürid”dir.1
Ve Mürid’dir. İrade eden, dilediği gibi yaratan, hükmeden. “Allah dilediğini yaratır.”2
O, Mukaddir’dir. Takdir eden, ölçen, planlayan, programlayan…
Yüce Yaratan, bu dünyayı hürriyet üzerine kurmuştur.
İnsan kimliğinin, şahsiyetinin en önemli vasıflarından birisi olan hürriyet, “Rabbinin lütuf ve ihsanı hiç kimseden men olunamaz”3 âyetiyle, “Atiyye-i Rahman”, yani Cenâb-ı Hakk’ın bir bağışıdır...
Diğer esmâ da dolaylı olarak hak ve hürriyetlere bakar. Bu isimlerin tecellîleri de insanda geçerlidir. Dolayısıyla istediği gibi hareket etme, irade etme (dileme) ve takdir etme serbestisi tanımıştır.
Hürriyet yoksa, insan da yoktur. O zaman nefsin ve hevesâtın esiri bir biçâredir. Şu halde, inanç, fikir, düşünce, ilim, eğitim, ticaret, seyahat gibi bütün hürriyetlerin kaynağı imandır. Kur’ân, düşünme ve ilim hürriyetini, 780’i aşkın âyetle teşvik etmiştir.
İnsan hakkı, inanç hakkı, vicdân hakkı, ibâdet hakkı, karı-koca hakkı, anne-baba hakkı, çocuk hakkı, komşu hakkı; hattâ hayvan hakkı, eşya ve çevre hakı; İslâm’ın getirdiği, yerleştirmeye çalıştığı haklardır.
Kur’ân, baştan sona haklar manzûmesidir. Resûl-i Ekrem’in (asm) Vedâ Hutbesi, temel hak ve hürriyetleri sıralar. Ve binlerce hadîs-i şerîf, hak ve hürriyetleri, en ince teferruâtına kadar nakış nakış işler.
Dipnotlar:
1- Kur’ân, Hud, 106-107., Buruc, 14-16.; 2- Age, Bakara, 17.; 3- Age, İsrâ, 20.
12.02.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|