AKP'nin Demokrat Parti misyonunu yüklenemediği, temelde böyle bir iddiasının da olmadığı, bizzat parti yönetimince de ikrar edilmekte.
"Din adına siyaset" çıkmazıyla muallel politik geçmişlerinin handikapından kurtulmak hesabıyla sürekli "yenilikçilik" ve siyasette "gömlek değiştirme" iddialarıyla Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi iktidarlarını da kapsayan "eskiyi" suçlama psikozu bundan.
Başbakanın, DP ve AP dönemindeki yüzde beş enflasyonla yüzde 9 büyümeyi görmezden gelip, "hiçbir dönemde yüzde dokuz enflasyonla yüzde sekiz büyüme olmadığı" iddiası, bunun bir göstergesi.
Son beş yılın icraatları, ya da "icraatsızlığı"yla Demokrat Parti misyonunu karşılayamayan AKP, tıpkı Özal'ın Anavatan'ı gibi Bedüzzaman'ın tespitiyle gittikçe "bu vatandaki dört parti" temel tasnifinin dışında kalan "i'rabta mahalli olmayan" bir parti haline gelmekte.
İktidara geldiği günden bu yana sürekli geri adımlar atarak, "mayınlı arazi"den uzak duran, "ateşli kestanelere el sürmek istemeyen" AKP için de tehlike çanları çalmakta. Tutuk ve teslimiyetçi tavır da kurtaramamakta.
Gelinen noktada, "irtica tehlikesi" eksenli "laikçi tutum"la AKP'nin değirmenine su taşıyan CHP ve menfî milliyetçilik üzerine dışlayıcı ve aleyhe sevkedici politikalarla MHP'nin alternatif olamayacağı, son seçimler ve Meclis'teki çözümsüzlükten bir defa daha anlaşıldı.
Bundandır ki, milleti AKP ile CHP arasındaki tercih zorlamasından kurtaracak, millete hizmet istidâdı taşıyan, devleti milletiyle barıştırıp demokratik zeminde, insan hakları ve hürriyetleriyle hiçbir kırılma ve komplekse kapılmayan Kıratın şahlanması gerekmektedir.
Önemli olan, öncelikle Demokrat Parti'nin mevcut siyasî tablodaki yerini alması; tecrübe ve dinamizmi birleştirerek kuracağı kadroyla siyasî bir alternatif olarak, milletin beklentileri istikametinde iktidara ve muhalefete yol gösterici ve milletin değerlerine hizmette cesâretlendirici olmasıdır.
* * *
Aslında mâlum medya ve mihrakların, yüzde 5.5'luk DP'ye tahammülsüzlüğünün sebebi budur. Gece yarısı yazılan "e-muhtıralar"ın siyasî ranta dönüştürüldüğü, başta 28 Şubat sürecindeki antidemokratik dayatmalar olmak üzere, direnç gösterilmeyen her türlü antidemokratik dayatmanın siyasî ranta çevrildiği bir süreçle "mağdur" gösterilip iktidara getirilen AKP'nin, günün birinde tükeneceği, daha şimdiden birçok senaryonun konusu.
Bunun içindir ki, Türkiye'nin, bu iki partinin vatan ve millete serâpa zararlı politikalarına karşı "mesleklerince ve siyasetlerince muarız" Demokrat Parti, büyük bir fırsattır.
Demokrat Parti siyasî misyonunun yakın tarihte demokrasi, inanç özgürlüğü ve din eğitimi ve öğretimi hakkı adına verdiği demokratik mücâdele farkı, demokrasi, hak ve hürriyetlerdeki başarı irâdesi, siyasette hergün daha bâriz bir biçimde yokluğunu hissettiriyor.
Gerçek şu ki, küresel güç ve uluslararası sermayenin çıkarının bittiği anda, Özal'ın gözden çıkarıldığı gibi, bugünkü iktidarın da, "ekonomik kriz", "İran saldırısında bekleneni alamama", "Kerkük oldubittisi" yahut "Irak'ın bölünmesi ve Kuzey Irak'ta kukla bir devletin tesisi" benzerî nedenlerle günün birinde gözden çıkarılıp bir kenara atılacağıdır.
Bunun içindir ki, sağ siyaset alanında güçlü demokratik temellerle ve siyasî argümanlara sahip, milletin beklentilerini karşılayan, köklü bir misyon partisine ihtiyaç vardır. Bu parti ise, dün olduğu gibi, bugün de Demokrat Parti'dir.
Bu demokratik mücadele, hiçbir komplekse girmeden ve hiçbir kırılmaya uğramadan demokrasi, hukuk, insan hakları ve hürriyetleri gereği milletin hakkını ve hukukunu savunmaktır.
* * *
Genel başkanı kim olursa olsun, Demokratları kökleriyle buluşturacak ve uğruna demokrasi şehidleri verilmiş şerefli ve vakur geçmişiyle bağını kuracak, milletin mânevî değerlerine hizmeti esas alan Demokrat Parti mefkûresinin canlanması Türkiye için hayatî önem taşımaktadır.
Kongre, Demokrat Parti'nin köklü irâdesinin güçlü kadrolarını bir araya getirmeli; kim kazanırsa kazansın; "demokrat misyon"u gâye edinenler, Kırat bayrağı etrafında bütünleşmelidir. Kırmadan, dökmeden, küsmeden, ayrılmadan, gönül koymadan "demokratlık" ve millete hizmet mefkûresinin etrafında bir aksiyon teşkil etmelidir.
Olağanüstü kongre, DP'de teşkilâtların tabanla buluştuğu, partinin kökleriyle bütünleştiği, milletin değerlerini dayanak noktası yaparak yeniden şahlanma irâde ve azminin fırsatı olmalıdır.
Zira, dünya ve bölge barışı için dünyanın ve bölgenin güçlü demokratik bir Türkiye'ye, Türkiye'nin de içte ve dışta antidemokratik dayatmalara ve oldubittilere karşı milletin irâdesini hakkıyla temsil eden güçlü bir Demokrat Parti'ye ihtiyacı vardır.
06.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|