Ramazan ayı denince ilk akla gelen hususların başında, onun “Kur’ân ayı” olma özelliği geliyor. Çünkü Rabbimizin insanlığa son ilâhî mesajı olan mukaddes kitabımız, Peygamber Efendimize bu mübarek ayda nâzil oldu.
Onun için, hayatının her ânı zaten Kur’ân’la iç içe olan Efendimizin, Kur’ân’la muhatabiyet ve meşguliyetini bu ayda daha fazla yoğunlaştırdığını, bu çerçevede her Ramazan’da kitabımızı baştan sona tekrar devrettiğini biliyoruz.
Sonraki asırlarda ümmetin mübarek ve mukaddes bir gelenek olarak sürdürdüğü mukabelelerin kaynağı Peygamberimizin bu sünneti.
Gerek ferdî olarak, gerek camilerde okunan Kur’ân’ı kendi kitabından takip ederek, gerekse Üstad Bediüzzaman’ın tarif ettiği tarzda cüz paylaşarak indirilen hatimler, sair zamanlara kıyasla Ramazan’da daha fazla yoğunlaşıyor.
Ve bu yönüyle Ramazan mukabeleleri, tıpkı oruç, teravih namazı ve uygulamada genellikle bu ayda verilmekte olan zekât gibi, Ramazan’a has manevî güzelliklerden birini oluşturuyor.
Mukabele ve hatim geleneğinin bu kadar benimsenip kökleşmesinde, hiç şüphe yok ki, okunan her bir Kur’ân harfine bu ayda verilen sevabın sair zamanlara kıyasla binler, hattâ on binlerce kat fazla olduğu yönündeki Nebevî teşviklerin çok önemli bir hissesi var.
Nitekim Üstad Bediüzzaman bu teşviklerden bahsettiği bir mektubunda, her bir hasene ve her bir Kur’ân harfi için verilen sevabın üç aylarda yüz ve bin hanelerine ulaşacağını; mübarek gecelerde on, yirmi, otuz binlere çıkacağını; otuz bin müjdesinin ise, Ramazan ayında saklı olan Kadir Gecesine tahsisli olduğunu ifade ediyor (Şualar, s. 433).
İşte bu ayda mukaddes bir heyecan halinde bütün imanlı gönülleri şevkle harekete geçiren Kur’ân’la haşır neşir olma seferberliğinin arkaplanında, bu teşviklerdeki mânâlardan olabildiğince fazla hisse alabilme gayreti yatıyor.
Ne mutlu bu heyecanı paylaşabilenlere...
Bu vesileyle belirtelim: Mukabele ve hatim yarışına katılırken, Kur’ân’ın nurlu ve kudsî mânâlarını yansıtan tefsirlerinden olabildiğince istifade hususunu da ihmal etmememiz lâzım.
Bunu da ifade ettikten sonra, sözü gazetemizin Kur’ân kampanyasına getirelim. Bilindiği gibi, Yeni Asya bu konuda öteden beri çok özel bir hassasiyet gösteriyor ve okurlarına hediye olarak sunduğu kitaplar arasında Kur’ân’a ve tefsiri olan Risale-i Nur’a ayrı bir yer veriyor.
Hatırlanacağı gibi, son olarak iki yıl önceki Ramazan ayında verdiğimiz hediye “cüz cüz Kur’ân” olmuş ve çok büyük alâka görmüştü.
Aynı şekilde, değişik tarihlerde Risale-i Nur Külliyatının da farklı ebatlarını hediye etmiştik.
Günlerdir yayınlanan anonslarımızdan takip ettiğiniz üzere, bu Ramazan ayında da çok orijinal ve mükemmel bir Kur’ân hediyemiz var.
Son derece kolay okunuşlu bir bilgisayar hattıyla hazırlanan bu Kur’ân, bilhassa İslâm harflerini yeni öğrenenler başta olmak üzere, kitabımızı daha seri şekilde okuyup hatmetmek isteyenler için çok uygun ve tavsiyeye şâyan.
59 kupona edinilebilecek olan Kur’ân için ilk kupon bugün veriliyor. Ama bugünden sonra abone olacaklar da fırsatı kaçırmış sayılmazlar.
Kur’ân ayında bu Kur’ân’ı kaçırmayın...
13.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|