Seçim sürecinin son günlerinde, kime oy vereceği konusunda kafası karışık olup da henüz karar veremeyenler muhtemelen hâlâ var.
Peki, anketlerle ve medyanın nabız yoklamalarıyla çizilmek istenen tablolar ne ölçüde gerçek durumu yansıtıyor? Bunlar hakikaten seçmen eğilimlerine mi ayna tutuyor, yoksa amaç, birilerince sandıktan çıkması arzu edilen tabloyu oluşturmak için zihinleri yönlendirmek mi?
İkinci şıkkın geçerli olduğu noktasında ciddî kuşkular ve bunlara dayalı yaygın bir görüş var.
Yönlendirme amaçlı anketler için bilhassa iktidar partisinin başından beri özel bir hazırlık yürüttüğüne dair iddialar dile getirilirken, aynı şeyin medya için de geçerli olduğu belirtiliyor.
Ve bu durumun, siyasetle ilişkisi seçimden seçime sandığa gidip oy vermekle sınırlı olan seçmenler üzerinde hayli etkili olduğu bir vâkıa.
Bu durumu değiştirmek ise, özellikle, çizilmek istenen tabloya itirazı olan partilerin daha fazla ve ekstradan gayret göstermelerini gerektiriyor.
Bu noktada, oy vereceği partiyi tayin ederken medyanın ve anketlerin yönlendirmesini ve gelip geçici rüzgârları değil, kendi siyasî düşüncesini ve prensiplerini esas alacak bir seçmen bilincinin oluşması da son derece önemli.
Böyle bir şuur kökleşmiş olsa, söz gelişi, toplumda hiçbir sosyo-politik tabanı ve karşılığı bulunmayan GP türü partilerin, hatırı sayılır oy yüzdeleriyle seçimde söz sahibi oldukları, hattâ barajı aşacak partiler arasında gösterilmeleri söz konusu olabilir mi?
Ya da, DP’ye oy vermeyi düşündüğü halde, bu partinin cumhurbaşkanı seçimindeki tavrı veya DP-ANAP birleşmesinin gerçekleşmemesi sebebiyle tepki olarak AKP’ye, hattâ CHP ve MHP’ye yöneldiği şeklindeki tuhaf ve ucube iddialar ciddî ciddî seslendirilebilir mi?
DP seçmeni partisine şu veya bu sebeple kızabilir, ama bu öfkesini göstermek için niye özellikle CHP’ye veya MHP’ye oy verme yoluna gitsin? 27 Mayıs’ı; Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın asılmasını ve bu olaylarda CHP-MHP zihniyetinin taşıdığı sorumluluk ve vebali hiçbir zaman unutamamış olan DP seçmeninin şimdi bu partilere oy vermesi hiç düşünülebilir mi?
Keşke bu tür küçük hesaplarla seçmenin kafasını karıştırarak aradan sıyrılma ve parsayı toplama kurnazlıklarına tevessül edilmese ve müdahalelerle kimyası bozulan siyasetin kendi gerçekleri çerçevesinde toparlanmasını hızlandıracak dürüst ve samimî politikalar uygulansa.
Umalım ki, seçmen ferasetiyle bu ayak oyunlarını görsün ve kurulan tuzakları boşa çıkarsın.
18.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|