‘Bir kısım medya’dan beklenen ‘yaz telâşı’ nihayet başladı. Okulların tatil olmasıyla birlikte çocukların camilere koşması ve Kur’ân öğrenmesi bazılarını fena halde telâşlandırmış. ‘Endişe’lerini manşetlere taşıyanlar “Kur’ân kursunda denetim boşluğu”ndan şikâyetçi...
Dört koldan ‘Haydi kızlar okula’ kampanyası açanların başarısızlığı ortadayken, bütün engellere rağmen çocuklarımızın camilere, Kur’ân kurslarına koşması bazılarını telâşlandırıyor. Hemen ifade edelim, ‘Haydi kızlar okula’ diyenlere temelde itiraz etmiyoruz. İtirazımız, okula koşan kızların bir kısmının, başörtülü oldukları için okul kapısından geri çevrilmesinedir!
Sigara, içki, uyuşturucu gibi ‘kökten zararlı’ alışkanlıkların yaygınlaşması karşısında bu derece tepki vermeyenlerin, çocukların Kur’ân öğrenmesinden telâşlanması ve manşetlerden ‘şikâyet’te bulunması normal midir? Neymiş, ilköğretim 5. sınıfı bitirmeyen öğrenciler ‘yaz kursları’na gidemezmiş! Tamam, böyle bir ‘yönetmelik’ var, ama yanlış olan bu! Türkiye ve dünya gerçeklerine uymayan ‘yasakçı’lığı savunmak, özgürlükçü medyaya mı düştü? Medyadan beklenen, tam aksine bu yanlışların, yasakların sona erdirilmesini istemek değil midir?
Neymiş, camilerde Kur’ân öğrenen çocuklara (çoğunluğu ilköğretim 3. ve 4. sınıfında olan öğrenciler) altın ve bisiklet vaat ediliyormuş! (Milliyet, 17 Temmuz 2007) Ne var bunda? Çocuklara; sigara, içki, kumar kâğıdı, ‘torpil/el bombası’, çakı ya da maske mi vaad edilseydi?
Üstelik, öğrencileri kurslara özendirmek için “Haydi çocuklar camiye” sloganları bulunan afişler de kullanılıyormuş! Bakın hele! Demek asıl suç bu: Çocukları camiye çağırmak, teşvik etmek ve bunu da ‘onlar’ın sloganını değiştirerek yapmak!
Lütfen, yanlışta inat ve ısrar edilmesin. “İlköğretim 5. sınıfı tamamlamayanlar Kur’ân öğrenemez, camiye, kursa gidemez” şeklindeki karar, meşhur 28 Şubat kararlarından biridir. 28 Şubat süreci için her ne kadar “Bin yıl sürecek” denilmiş olsa da 10 yıl bile süremedi. Pek çok karar, millet tarafından reddedildi ve uygulanmadı. Bu karar da uygulanma imkân ve ihtimali olmayan ‘anti-demokratik’ kararlardan biridir ve millet tarafından reddedilmiştir. Dolayısı ile, milletin reddettiği bir uygulamayı, bir kararı yeniden millete dayatmak kimseye bir şey kazandırmaz.
Merak ediyorum, bu haberlere imza atanların kendi çocukları değilse bile, tanıdık ve ahbaplarının çocukları camiye gidip Kur’ân öğrenmiyor mu? Çocukların sokaklarda ‘zararlı alışkanlıklar’ yerine, camilerde Kur’ân öğrenmesinden kim ne zarar görmüş? Bu manşetler, bu haberler ‘siyasî maksat’larla yapılıyorsa onlar da ters teper. (Haberde kullanılan fotoğraftaki çocukların huzur ve mutluluğu da size bir şey anlatmıyor mu?)
Çocuklarını camilere gönderen velileri en içten duygularla tebrik ederken, bu sıcak yaz günlerinde sokaklarda, parklarda oyun oynamak yerine Kur’ân öğrenmeyi tercih eden öğrencileri de gönülden tebrik ediyor ve gözlerinden öpüyorum. Allah (cc) zihin açıklığı versin. Âmin.
Lütfen, ‘sigara içme yaşı’nın düşmesinden ürkelim ve korkalım, Kur’ân öğrenme yaşının düşmesinden değil!
18.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|