Herkesin küçük bir dünyası ve Cenneti olan aile hayatının mutluluğu hiç şüphesiz eşlerin karşılıklı sevgi, saygı, anlayış, yardımlaşma ve dayanışmalarıyla mümkündür.
Bunun için de eşler birbirlerine sadece şu kısa dünya hayatında değil, ebedî hayatta da bir ve beraber olacakları düşüncesiyle bakar ve ona göre davranırlar.
Evet, kişi eşine olan sevgisini, beş-on senelik geçici olan dış güzelliğine değil, kadının gerçek, sürekli ve en güzel hasleti olan şefkatine, kadınlığa mahsus iç güzelliğine, güzel huylarına bina eder. Onun için hanımı yaşlansa da sevgisini devam ettirir, daha çok sevgi, saygı ve merhamet gösterir.
Böyle baktığı için de kusurlarını büyütmez, hoşgörüyle karşılar. Allah Resûlü (asm) hanımlara kin beslenmemesini emrederken, “Bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir”1 buyurur.
Uhuvvet Risâlesi’nde mü’mine niçin kin beslenmemesi gerektiği anlatılırken onun Kâbe hürmetinde iman, Uhud Dağı azametinde İslâm, yirmi-otuz kadar da güzel huya sahip olduğu, çakıl taşı mesabesindeki bir-iki kusuru yüzünden ona düşman kesilmemesi gerektiği, bunun büyük bir haksızlık olacağına dikkat çekilir. Öyleyse insan, eşinin bir-iki kusurunu gördüğünde hemen güzel yönlerini, faziletlerini düşünüp kusurlarını hoşgörüyle karşılamasını bilmelidir.
Hani meşhurdur: Birgün Sahabînin birisi hanımından şikâyet üzere Hz. Ömer’in evine gelir. Tam kapısını çalacakken içeriden bir gürültü kopar. Hanımı bağırmaktadır. Geri dönerken Hz. Ömer pencereden fark eder ve dışarı çıkar: “Hayrola!” der “Derdin neydi?” O da hanımının bir kısım huysuzluklarından şikâyet etmek için geldiğini, ancak Hz. Ömer gibi birinin onca sertliğine rağmen hanımının bağırması, olmadık sözler söylemesi karşısında sessiz kaldığını görünce, “Benim derdime nasıl çare bulacak?” diye düşünerek dönmek istediğini söyler.
Hz. Ömer onu teskin eder: “İşte kardeşim,” der. “Hanımımın üzerimde hakları var. O benim evimde herşeyimdir. Çocuklarımın annesidir. Beni harama karşı korur. Onun için de onunla barış içinde yaşamak zorundayım.”
Kendi hanımının da aynı durumda olduğunu söyleyen Sahabîye Hz. Ömer (ra) şu öğütleri verir: “Yolun açık olsun kardeşim. Hanımınla iyi geçinmeye bak. Hayat dediğin nedir ki göz açıp kapayıncaya kadar gidiyor.”
Evet, bakî bir âlemde kalplerinden her türlü kötü huyları söküp alınmış, bütün güzel hasletlerle donatılmış ebedî arkadaşlığın hatırı için göz açıp kapayıncaya kadar geçip giden şu fanî dünyada eşlerin birbirlerine tahammülle, anlayış ve hoşgörüyle bakmaları kadar daha akıllıca bir hareket ne olabilir ki?
Dipnotlar:1- Müslim, Rada: 61.
24.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|