Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Esrarengiz savaş



İslâm dünyası tarihteki en büyük kırılma noktalarından birisini yaşıyor. Yalnız tarihte kırılmalarla yenilenmeler içiçe seyrediyor. Bu kırılma çağında İslâm dünyasını en fazla sarsan akımların başında da mezhep ayrımcılığına ve ayrılıkçılığına dayalı taifiyye anlayışı geliyor. İran devriminin bu yönde doğrudan etkileri olmasa bile dolaylı etkileri olmuş ve etki tepki şeklinde taifiye cereyanı kuvveden fiile çıkmış ve potansiyel iken aksiyon haline geçmiştir.

Bunun birçok yerde yansımalarını görüyoruz. Taliban döneminde Afganistan’da İran ile Taliban arasında mezhep çekişmesine dayalı bir bilek ve halat çekme mücadelesi vardı. İranlılar buna ABD’nin işgalini pasif destekle karşılık verdiler. Afganistan’da Taliban ile İran destekli Hazara cepleri arasında acımasız bir mücadele yaşanmıştı. Afganistan’da katıksız mezhep mücadelesine paralel olarak Irak’ta da Şiilerle laik veçheli Saddam arasında da mezhep savaşlarını andıran derin, içten ve aynı zamanda yer yer açık mücadeleler yaşanmıştı. İran Taliban’a karşı siyasetini burada işgal sürecinde Irak’a karşı da tekrarlamıştır.

Bu akımın taban tutmasının nedeni, Müslümanların hâlâ kimlikle asabiyet arasında bir orta yolu bulamamış olmalarıdır. Kimliğin zayıflaması pekala anarşizme ve çözülmelere sürükleyebilir ve yol açabilir. Bu her zaman variddir. Bunun diğer ayağında ise asabiyet vardır bu da aşırı kimlik vurgusu üzerinden terörizmi doğurabilir. Neticede ikisi de aynı kapıya çıkar. Bu yüzden kimliği zayıflatmak anarşiye davetiyedir. Ne yazık ki bunu birçok dindar insan göremiyor ve bunun için de her türlü kimliği savunma noktasında saha başkalarının kontrolüne kalıyor. Zira kimliğin aşınması halinde, değerler kargaşası kaçınılmazdır ve bu da anarşizme yol açar. Bununla birlikte, kimliği bir asabiyet haline getirmek de kaçınılmaz olarak etnik veya dini gruplar arasında kutuplaşmalara ve sürtürmelere yol açacaktır. Bu bağlamdaki, mezhebi kutuplaşmalara taifiyye diyoruz. Bu yönüyle İslâm dünyası maalesef yeni bir taifiyye belası ve akımıyla karşı karşıyadır.

Bir de bunun paralelinde etnik temelli olan asabiyet vardır ki tarihte buna da şuubiyye denmektedir. Bu iki hastalık İslâm dünyasının bünyesini kemirmektedir. Bu bağlamda Irak’ta Abdulaziz Hekim’in temsil ettiği taifiyye akımı ile Barzani’nin temsil ettiği şuubiyye kutuplarının birbirini desteklediklerine şahit oluyoruz. Yani taifiyye-şuubiyye ittifakına şahit oluyoruz. Bunun nedeni şuubiyye ve taifiyye cereyanlarının müspette değil menfide ittifak etmeleridir. Bu akımların ortak özelliği hem yabancılaşır hem de yabancılaştırır. Karşı kutuplarını doğurur. Bunların mualecesi ise hikmet dairesinde yani itidal tariki üzerine olmalıdır.

***

Taifiyye belası bugün Yemen’de Sa’de denilen bölgeye kadar uzanmıştır. Bir nevi Yemen’in Alamut’u olan bölge Havsilerin kalkışmasıyla sarsılmıştır. Sa’de bölgesinde esrarengiz bir şekile yıllardır silahlı isyan hareketi devam etmektedir. Yemen hükümetinin isyanı tahlili de garabet içinde bir garabettir. Kâh bu isyanın Havsi ailesi çevresinde kabile temelli ve esaslı bir isyan olduğu ileri sürülmektedir. Bazen de bu isyanın amacının cumhuriyet rejimini yıkarak yerine imamet rejimini ihya ve ikame etme olduğu ileri sürülmektedir.

Bazen de bu isyan hareketinin dizginlerini, İran istihbaratına kaptırmış olduğu söylenmektedir. Özünde Yemenli ve Zeydi olmakla birlikte İran kaynaklı bir hareket olduğu ve Haşimilerin dışında iktidarı reddeden anlayışı benimsediği ileri sürülmektedir. Halbuki İran İsna Aşeriye mezhebine dayalı olmasına rağmen bu ülkenin bile Haşimiler tarafından idare edildiği söylenemez. Söylenirse de iddia aşamasını geçemez. Sadece, onlar tarafından değil de onlar adına yönetildiği ise söylenebilir. Böyle olunca böyle bir idareyi Yemen’de kurmak herhalde hayal mahsülü olmalıdır. Bazı kaynaklara göre ise Sa’de’deki isyanın gerisinde yeni bir Fatimi devletinden bahseden Libya Lideri Kaddafi bulunmaktadır.

Bilindiği gibi Kaddafi geçmişte Lübnan’a parmağını sokuyor ve burasını karıştırıyordu; bu meyanda da ‘kayıp imam’ olarak bilinen Musa Sadr’ın kaybolmasında aktif rol oynamıştır. Kaddafi kırılgan yapılarla oynamayı sever. Kayıp İmam’ın kaybolmasındaki rolüne rağmen yine de Fatimi devlet iddialarından vazgeçmez. Ve Kaddafi’nin Havsileri desteklediğine delil olarak Hüseyin Havsi’nin çocuklarından birisinin Libya’da yaşaması gösterilmektedir.

***

Dolayısıyla savaşın nedeni ve kaynağı muamma olduğu gibi çevre ülkelerle irtibatları da yine esrar perdesiyle örtülmüştür. Sisler altındadır. Libya çağdaş bir Fatimi devleti midir bilinmez ama laik bir batini devlet olduğundan kimse kuşku duymasın. Kaddafi de bu batini devletin lideridir. Çalkantılı bir dönemden geçen İslâm dünyasında Kaddafi gibi liderler de bu dönemin tuzu biberi oluyor.

24.04.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.04.2007) - Emr-i bi’l maruf ile ulu’l emr arasında

  (22.04.2007) - Yemen ve Zeydiler

  (20.04.2007) - Safeviler-Vehhabiler

  (19.04.2007) - İhtilâfın tabiatı

  (18.04.2007) - Rövanş alındı mı?

  (17.04.2007) - ‘Fikirde uzlaşma, eylemde birlik’

  (16.04.2007) - Ütopya üzerinden siyaset

  (15.04.2007) - Keşke ABD’nin ellerini kesselerdi

  (13.04.2007) - Kürdistan’dan Kürtland’a

  (12.04.2007) - Özrü kabahatinden büyük

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004