Bu hafta başına kadar, öğretici Anadolu yollarındaydık yine. Üç gün güneydoğudaydık. Batman’a inmeden yol boyu, yolcularla, gündemle ve genel gidişatımızla ilgili gözlem yapmaya çalıştım.
Koltuk komşumla uçak inişe geçmeye başlayınca ancak konuşabildik. Oldukça vakur ve mesafeli duruşunun ardındaki samimiyeti yakaladığımda açıldı. Dokuz yıldır Azerbaycan’da inşaat firmasına demirci olarak taşeronluk yaptığını öğrendiğim İbrahim, bu sürede çalışkanlığının yanında beden disiplinini de koruduğunu, helâl rızkın peşinde olduğunu söyledi.
İbrahim o kadar içten ve ölçülü anlatıyordu ki, konuşmamız servis otobüsünü beklerken de sürdü. Azerilerle çok iyi anlaştığını, ayda asgarî 5 bin dolar kazandığını, kardeşiyle birlikte münavebeli çalıştığını anlatan İbrahim, memleket ve aile hasretini gidermek için Batman’a geldiğini söyledi.
Havaalanında asker bizi karşılayınca, askerî havaalanına indiğimizi fark ettim. Ulaştırma Bakanlığının sivil bir havaalanı henüz yok. Ancak Boeing 737’nin dolu olduğunu gördük. Yolcu yoğunluğunun haftanın beş günü taşındığını öğrenince, bir havaalanı yatırımının gerekliliğini düşündüm.
Askerî alandan otobüsle taşınırken, karşı koltuktaki orta yaşlı anneye yanındaki çocuğunun ismini soruyorum. “Nupel” diyor. Kürtçe “yeni yaprak” demek. Hem modern, hem de Kürtçe kökenli bu tür isimlere bölgede rastlamak mümkün. Irkçılığın tahrik unsuru olduğu son yıllarda bu tür isim tercihleri arttı.
Batman’ın nüfusunun 200 bini aştığını duyduğumuzda, altyapı ve istihdam alanlarının çoğaltılması gerektiğini, yakın mesafeden hissettik. Çünkü işşizlik had safhada. Yüzde 64 oranında genç potansiyeli var. Eğitim düzeyi ÖSS’yi kazanmaya yetecek düzeyde değil. Ayrıca zaman zaman yaşanan güvenlik ve çatışma ortamları da insanları ister istemez etkiliyor.
Bütün bunlara rağmen, huzur ve güven iklimini gece yarılarına kadar caddelerde yürüyerek yaşadık. Orada bulunduğumuz Cuma günü World Center adıyla yerli sermayenin kurduğu bir hipermarketin açılışı vardı. Gece 22.30 sularında uğradığımızda, hâlâ tıklım tıklımdı ve insanlar alışveriş teleşındaydılar.
Şehrin genelinde zayıf belediyecilik ve ihmal edilmiş bir şehir görüntüsünün yanında, yeni bina ve caddelere de rastlıyorsunuz. Özel hastahaneler dikkat çekiyor. Sağlık alanında çok yoğun ve sistemli bir gayretin olduğunu da müşahede ediyoruz.
Batman’ın tek televizyonu Kanal 72’ye de konuk oluyoruz. “Düşünce Ufku” isimli programda, gençlik ve sevgi üzerine Bediüzzaman’ın yaklaşımını paylaşıyoruz.
Gençliğin kafelerde internettten fazlasıyla etkilendiğini ve çok zarar verdiğini üst düzey bir yöneticiden öğreniyoruz. Gençliğe yönelik alternatif sosyal projelerin ve eğitim programlarının yeterince olmaması da büyük bir eksiklik olarak göze çarpıyor.
Batman, sonradan oluşan ve il statüsüne alınan bir şehir. Raman Dağındaki petrolle birlikte ekonomik cazibe merkezi olmuş. Komşu illerden ve özellikle ilçelerinden ciddî göç almış. Hırslı, çırpınan ve dışa açık mücadeleci bir karakter hakim Batman’da.
Uğradığımız en büyük kitapçıya, okuma alışkanlıkları ve türlerini soruyoruz. Geniş bir yelpazede okuyucu bulduklarını söylüyor. Kitap çeşitliliği göze çarpıyor. Batman’da dikkatimizi çeken önemli bir husus da, bu hassas ve dengeler üzerine kurulu ilimize sürekli yeni valilerin atanması. Son dört valinin, ilk görev yerleri Batman olmuş. Ortalama 2-3 yıl kalıp gidiyorlarmış.
Bunun çok sağlıklı bir uygulama olmadığını birçok kişiden duyduk. Şefkate muhtaç ve gittikçe nüfus yoğunluğu ile problemler yumağı içinde çözüm arayan bu tür illere tecrübeli valilerin gönderilmesi daha isabetli olur. Ümit ederiz ki, özellikle Batman için bu yanlış uygulamadan vazgeçilir.
Altyapısı uygun olan bu ilimize üniversite kurulmaması da büyük bir eksiklik olarak vatandaşın gündeminde. Nüfusça çok küçük illere üniversite kurulduğu halde buraya kurulmaması dikkatten kaçmamış. Hükümetin buraları ihmal ettiği izlenimi aldım. (Bu satırların yazıldığı sırada hükümetin, aralarında Batman’ın da bulunduğu 17 ile daha üniversite kurmak için girişim başlattığını öğrenip seviniyor, bunların birer tabelâ üniversitesi olmamasını diliyoruz.)
Cumartesi günkü “Bediüzzaman ve Sevgi” konulu konferansımıza ilgi oldukça fazlaydı. Batman’ın büyük reklâm panolarını Bediüzzaman afişleri kaplamıştı. Kendilerini hisseden Bediüzzaman’a bağlılıkları vardı. Bunu toplantı boyunca yakından gördük.
Bu vesileyle programa vesile olan, bizi karşılayan değerli dostlarımıza teşekkür ederiz.
20.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|