Yeni Asya denildiğinde Risale-i Nur’un ve Nurculuğun akla gelmesi, gazetemizin en önemli özelliklerinden biri. Bu çağrışım, Yeni Asya’nın, nev-i şahsına münhasır, orijinal ve mümtaz vasfını gözler önüne seriyor.
Mehmet Kutlular’ın Zübeyir Gündüzalp’ten naklettiği “Yeni Asya bizim günlük lâhikamızdır” beyanı da aynı mânâyı dile getiriyor.
Bilindiği gibi, lâhika, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerine ve bazı talebelerinin de Üstada yazdığı mektuplara verilen isim.
Barla’da Risale-i Nur’un ilk telifi ile başlayıp devam edegelen bu mektuplar, bilâhare Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lâhikaları 1 ve 2 olarak dört ayrı cilt halinde kitaplaştırıldı.
Bu kitapların başında, “Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hizmetkârları Tahirî, Zübeyr, Hüsnü Bayram, Mustafa Sungur, Bayram” imzalarıyla konulan dört sayfalık geniş ve açıklayıcı bir “takdim” yazısı bulunuyor.
Bu takdimde lâhikaların önemi izah edilirken, nur hizmetinin ve Kur’ân dersinin talim ve ifasında, nur mesleğinin öğrenilmesinde ve hizmet devam ederken vâki olacak binler ahval ve hücuma maruz nur talebelerinin cereyanlar karşısında sebat, metanet ve ihlâsla hareketlerinde onlara yol gösterecek, Kur’ân hizmetinin devamında kolaylığa vesile olacak ikaz ve ihtarlara ihtiyacın elbette zarurî, kat’î ve bedihî olduğu ifade ediliyor.
Takdimin devam eden satırlarında, “Nurun birinci talebesi” Hulûsi Yahyagil’in Üstada arz ettiği bir cevabî mektubunda geçen “Dünyayı unutmak isteseniz, başka hiçbir sebep olmasa dahi, yalnız bu mübarek Sözler’le rabıta peyda eden insanların rica edecekleri izahatı vermek isteyecek ve cevapsız bırakmayacaksınız. (...) İhtiyaç da, hizmet de bitmemiştir” cümleleri aktarılıyor.
İşte, eserlerin tamamlayıcı bir unsuru olarak kitaplaştırılmak suretiyle külliyata dahil edilen lâhikaların başlıca yazılış gerekçeleri bunlar.
Risale-i Nur’un imanî bahisleriyle eşzamanlı olarak yazılmaya başlanıp Üstadın vefatından önceki en son dersiyle nihayet bulan lâhikaları okumak, kişiye hizmetin inkişaf seyrinin safahatını öğretir; her an değişen olaylara değişmeyen ölçülerle isabetli teşhis koyma melekesi kazandırır; hizmetin ihlâs ve istikamet çizgisinde inkişafını netice verecek parametreleri verir.
Nur talebeleri, diğer eserler gibi lâhikaları da sürekli okuyarak, gelişen ve değişen hadiseleri onlardan aldıkları ölçülere göre değerlendirmeye devam ettiler. Buna ilâveten, özellikle mübarek günlerde, havadis-i nuriyeyi, nur hizmetindeki yeni ve müjdeli gelişmeleri anlatan mektuplar hazırlayıp mahallere göndermek suretiyle lâhika geleneğini devam ettirdiler.
Hadiseleri Risale-i Nur’daki ölçüler ışığında yorumlamaya çalışan Yeni Asya da “günlük bir lâhika” olarak hizmet verme gayretinde.
Yeni Asya’yı düzenli olarak takip eden camia mensupları, hem günlük olayları ortak bakış açısıyla yorumlama imkânı buluyor; hem bünye içindeki vefat, doğum, hastalık, nikâh gibi gelişmelerden haberdar olup birbirlerinin acı ve sevinçlerini paylaşıyor; hem de Risale-i Nur’daki mesajların dış daireye ulaştırılmasına katkıda bulunmuş oluyorlar.
25.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|