Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Gitmesem de, görmesem de



İstanbul’a karın yağmadığı bir kış günü, kardan bahsetmek istiyorum. Kapanan köy yollarından, okuluna giderken ayağı kayıp kara düşen çocuklardan, pencereden bakıp “Ne güzel yağıyor” diyen annelerden, çocuklarıyla kar topu oynayan babalardan. Penceremde yokken, kapımda karşılaşmamışken, yürürken başıma düşmemişken, kara dair sözler söylemek istiyorum. Kar hakkında yazılmış şiirleri ezberlemek, hikâyeler okumak, şarkılar söylemek istiyorum. Gitmesem de, görmesem de, o kar benim karımdır diye nazireler yapmak istiyorum.

İstanbul’un kurak geçtiği bir ilkbahar günü, bardaktan boşalırcasına yağan yağmurlardan konuşmak istiyorum. Yağmurun altında sırılsıklam olmaktan, gördüğün ilk şemsiyeciden şemsiye almaktan, şemsiyeye rağmen rahmetten kaçamamaktan, huzurlu bir üşümeyle tirtir titremekten, “Bu havada dışarıda ne işin var?” diye çocuğuna şefkatli bir azar fırlatan annelerden, mahçup mahçup annesinin gözlerine bakan sevimli çocuklardan... konuşmak istiyorum. Gitmesem de, ıslanmasam da, o yağmur benim yağmurumdur diye mırıldanmak istiyorum.

İstanbul’da yaprak kımıldamayan bir havada, fırtınalar esen bir Anadolu şehrinden, bir köyden söz etmek istiyorum. Saçlarını savuran delikanlılardan, yürümekte zorlanan amcalardan, balkondaki çamaşırları uçuşan annelerden, paltosunun yakasını kapatarak evine doğru yürümeye çalışan babalardan, bağırarak konuşmak zorunda kalan çocuklardan... konuşmak istiyorum. Gitmesek de, üşümesek de, o rüzgâr benim rüzgârımdır diye tutturmak istiyorum.

İstanbul’un yerinde durduğu bu zamanda, depremle sarsılan yerlerin yerinde durmayışını anlatmak istiyorum. Çığlıkları, haykırışları, giden canları, gözyaşlarını, enkaz altındaki umutları, umutsuzlukları, bekleyişleri, yıkılışları, korkuları, evsizlikleri, hayata farklı bakışları, ölüme bu kadar yakın, hayata bu kadar ürkek duruşları, en sevdiklerinden uzaklıkları, hiç tanımadıklarınla yakınlaşmaları ve unuttuğum pek çok şeyi daha hatırlamak, anlatmak, paylaşmak istiyorum. Gitmesem de, sarsılmasam da, o deprem, benim depremimdir, diye söylenmek istiyorum.

24.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.02.2007) - Bu bir teyp kaybıdır

  (20.02.2007) - Temiz kalmak

  (19.02.2007) - Türklüğü aşağılama rehberi

  (08.02.2007) - Error

  (05.02.2007) - Küresel kardeşlik

  (30.01.2007) - Siz ve biz

  (29.01.2007) - Dilek ve temenniler

  (22.01.2007) - Hayatın sesi

  (18.01.2007) - Kitaplara iyi bakın

  (11.01.2007) - Barışa savaş açmak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004