Göz açıp kapayıncaya kadar bir seneyi daha geride bıraktık ve Yeni Asya’nın 38. yılına eriştik. Şükürler olsun. Allah, tavizsiz istikrar çizgisinde hizmet dolu nice yıllara hep birlikte ulaşmayı cümlemize nasip eylesin.
Yeni Asya, Kurân’ın bu çağa mesajını aktarmakla vazifeli bir Üstadın altmış yıl önce “Risale-i Nur matbuat lisanıyla konuşmak zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim” diyerek gösterdiği hedefi tahakkuk ettirme niyet ve kararıyla 21 Şubat 1970’te yola çıkmıştı.
Bu zorlu, çetin, çileli, nuranî ve şerefli yolculuğun 37. basamağını da aştık çok şükür.
Her adımı tuzak ve tehlikelerle dolu zor bir yolculuk bu. Şaşırtma, yanıltma ve saptırma amaçlı manipülasyonların hiç eksik olmadığı dehşetli âhirzaman ortamında, maksatlı “üfleme”lerin tesirinde kalmadan ve oraya buraya inhiraf etmeksizin istikamet çizgisinde yürüyebilmek hiç de kolay birşey değil.
Şükür ki, elimizde Risale-i Nur gibi şaşmaz bir Kur’ânî pusula, nurun şahs-ı manevîsi gibi sarsılmaz bir istinadgâh ve istişare gibi yanılmayan ve yanıltmayan sağlam bir prensip bulunuyor.
Yeni Asya bugüne kadar önüne çıkan ve bundan sonraki süreçte de yüz yüze gelebileceği her türlü tuzak ve engeli, bu üç temel dinamiğin belirlediği çizgi ve çerçevede yoluna devam ederek aştı ve aşacak inşaallah.
Zaten Yeni Asya’yı Yeni Asya yapan ve başından beri imkânlarının son derece kıt olmasına rağmen, ölümsüz bir fikir ve idealin bayraktarı olarak 37 yıldır dim dik ayakta kalmasını sağlayan mânâ da bu çizgide mündemiç.
Ki, bunu “tavizsiz istikrar çizgisi” olarak da ifade ediyoruz.
Devirlere ve şartlara göre şekil alma, eğilip bükülme örneklerinin alabildiğine mebzul olduğu kaygan bir zeminde, bu kırıksız, sağlam, şahsiyetli tavrını koruyarak bugünlere gelebilmek dahi başlı başına hamdi gerektiren bir lütuf ve mazhariyet değil mi?
Elbette, “beşer” olmaktan kaynaklanan ve çoğu da imkânsızlıklar sebebiyle vaki olan eksiklerimiz, kusurlarımız, noksanlarımız var.
Bunları giderme, en azından olabildiğince asgarîye indirme gayretimiz devam ediyor.
Ama tahdis-i nimet olarak ifade etmek isteriz ki, temel meselelerin hiçbirinde yanılmadık, yanıltmadık. Gelişmeler hep bizi doğruladı. Çoğu zaman gecikmeli dahi olsa, haklılığımız vaktiyle bize karşı çıkanlarca da tasdik ve teyid edildi.
Şimdi, bu tavizsiz çizgiyi koruma ve Risale-i Nur’un kucaklayıcı perspektifi çerçevesinde yeni açılımlarla geliştirip zenginleştirerek devam ettirme görev ve sorumluluğuyla karşı karşıyayız.
Bu görev kapsamında yapılacak daha çok şey var. Öyle ki, kos koca 37 sene geride kalmış olmasına rağmen henüz yolun başında olduğumuzu ifade edersek herhalde mübalâğa olmaz.
Çünkü “matbuat lisanıyla konuşturma” idealini gerçekleştirmek için yola çıktığımız Risale-i Nur, Kur’ân’ın çağımıza özel dersi ve mesajı olarak, ucu bucağı olmayan engin bir umman.
Yeni Asya’nın Risale-i Nur’daki hakikatleri anlatma babında şimdiye kadar yaptıkları ise, bu ummanın içinde bir damla bile sayılmaz.
38. hizmet yılımızın bu yolda yeni açılım ve fetih hamlelerine vesile olması niyazıyla...
21.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|