Kadim dostum Prof. Dr. E. Sabri Erdil ile 17 Şubat 2007 tarihinde, ömür boyu nur soluyan, özellikle Risâle-i Nur’ların neşrinde aktif hizmetler veren ve Üstadın iltifatlarına mazhar en yakın talebelerinden M. Emin Birinci Ağabeyi ziyaret ettik.
Rahatsızlığından dolayı asla herhangi bir şikâyette bulunmuyor. Takati varsa ziyaretçilerle hastalığını değil, hizmetleri konuşuyor.
Eskiden olduğu gibi, yine hassas olduğu namazı, vaktinde ve tadil-i erkân ile kılmayla ilgili nasihatleri, “Üstad, yolda, yağmur, çamur, soğuk, kar, kış-kıyamet aldırmadan vakit girince hemen arabadan iner, namazını kılardı” diyerek verdi.
Bize bir zamanlar sık sık, “Namazınızı vaktinde kılın, takkenizi takın!” diye tenbihte bulunduğunu hatırlatınca, “Ama, yine yapmıyorsunuz!” dedi. Tebessümle “Olur mu ağabey, işte takkemiz cebimizde!” deyip çıkarıp gösterdik.
Ağır hastalığı, daha doğrusu hastalıklarına rağmen, hiç kimseden yardım almaksızın abdestini alan ve namazlarını eda eden Birinci Ağabeyin doktorları; yaş faktörü dahil bütün olumsuzluklara rağmen şaşırtıcı bir şekilde tedaviye cevap verdiğini ifade etti. Hiç şüphesiz, bu, duâlar sayesindedir. Anladık ki, ziyarete değil, duâya muhtaç.
Aslından duâ etmeye hepimiz muhtacız! Çünkü, duâ ve tevekkül, hayra meyletmeye büyük bir kuvvet (enerji) verir.1 Zîrâ, duânın dalgaları, şuûrumuza nüfûz ederek enerji ve kararlılık aşılar ve sonsuz kudret Sahibi ile bağlantıya geçmemizi sağlar. Peygamberimizin (asm) diliyle, “Eğer Allah’ı hakkıyla tanısaydınız, duânızla dağlar yerinden oynardı.”2
Duâ ile yoğrulan düşünce, eğilim, arzu, istek dalgaları; şiddeti, kalitesi, içtenliği oranında fizikötesi âlemlere yayılır, orada biriken sâir duâ hüzmeleriyle birleşerek güç alır ve geriye döner. Pozitif, iyi, ulvî düşünce ve duâlar da enerji yayarlar; hedeflerine ulaştıktan sonra döner, sahibiyle buluşurlar. Bir âyet meâlinde bu husus şöyle belirtilir: “Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz.”3
Bu vesileyle; tekrar başta Birinci Ağabeye, Prof. Erdil’in kayınpederi Cemal Ciğerim’e, babası Mustafa’ya, kayınvalidem Meryem Esen’e ve bütün ehl-i iman hastalara Cenâb-ı Şâfi-i Feyyaz-ı Mutlak’tan acil şifalar; yakınlarına sabırlar diler; geçmiş olsun dileklerimi sunar; müstecab duâlarını bekleriz.
Dipnotlar: 1- Sözler, s. 432; 2- Câmiü’s-Sağîr, 5: 319, Hadîs No: 7448; 3- İsra Sûresi: 7.
20.02.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|