Yardım edebilmek için, iradenin yanında, kudret (güç), yardım edecek imkân ve yardıma muhtaç olunduğunu anlayacak akıl, dilini ve yardım çağrısını duyacak işitme, şuûr, ihtiyaç duyduğu şeyi görecek göz lâzımdır. İnsanlar böyle yardımlaşırlar. Çünkü, bu söylenen her şey onlarda vardır.
Elektron, nötron ve çekirdek atomun, atom hücrenin, hücre organların, organlar bedenin, yağmur bulutların, bulutlar bitki ve hayvanların, hayvanlar insanların, unsurlar, güneş ve galaksiler bu saydıklarımızın imdadına koşuyor; yardım ediyor; işini tamamlıyor. Oysa, bunlarda, yukarıda saydığımız özelliklerden hiçbirisi yoktur.
Birbirine en yakın olandan en uzak olana kadar, bütün yaratıklar birbirlerinin yardımına koşuyor. Aralarında hiç münasebet bulunmayan iki ayrı varlık cinsi, böyle bir yardımlaşmada âdetâ aynı bütünün parçaları haline gelip birbirini tamamlıyor. Bakteriler, solucanlar ve toprak elbirliği içinde ve aynı gâye etrafında toplanıp bitkilerin imdâdına koşuyor. Hava bulutların, bulutlar yağmurun, yağmurlar bitkilerin, bitkiler hayvanların, güneş enerjisiyle varlıkların ve bütün bunların insanların yardımına koşuşu tekrar edip duruyor.
Bu yardımlaşma, milyarlarca yıldan beri muhteşem bir şekilde devam etmektedir. Öyle ise, bu işleri, onların dışında, her şeyi bilen, gücü her şeye yeten, sıfatları sonsuz olan bir Zat yardıma koşuşturuyor.
Akıl ve şuurdan mahrum bu varlıkların, aklı hayret ve şuuru hayranlık içinde bırakan bu faaliyetleri, perde arkasında ‘’Varlığı Zorunlu’’ bir Zâtın hikmet dolu faaliyetini gözler önüne sermektedir. Yani bütün kâinat, bu yardımlaşma diliyle “Allah” demektedir...
14.02.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|