Dinden habersiz medyanın, din ile/ diyanet ile ilgili her gelişme karşısında yanlış yorumları insanları çileden çıkarıyor. Gün gelir, “Müftü çarşafı savundu“ şeklinde haber başlığı kullanır, gün gelir “Toplu cuma namazı kılındı“ şeklinde yazılar yazarlar.
Nedense, hemen her gün yanlış haberlere imza atmaktan sıkılmayıp, yanlışlarından ders de almazlar. Yakın geçmişte de bir profesörün trenlerde mescit açılması talebini dillerine dolamış ve ‘mühim‘ yerlere jurnallemişlerdi...
Yanlışta ısrar etmeyi marifet kabul eden medya, son günlerde de müftülüklerce hazırlanan ‘hutbe‘lere karşı çıkıyorlar. Neymiş, İstanbul Müftülüğü hazırladığı bir hutbede, ‘sağ elle yemek yemeyi tavsiye ediyor‘muş. Haberin özeti şöyle: “İstanbul Müftülüğü Hutbe Komisyonu, önümüzdeki günlerde camilerde okutacağı ‘Sofra Adabı‘ başlıklı hutbeyle ‘Batı kökenli sol elle yemek yeme adeti‘ne karşı dini mücadeleye girişecek.“ (Hürriyet, 23 Şubat 2007)
Neyse ki bu defa ‘suçlanan‘ kişilere de söz hakkı verilmiş ve onlar da hakikati ap açık ifade etmişler: “Yemeğin sağ elle yenilmesi yönündeki temel kabul hadislere dayanır.“ (agg.)
Aslında bir batman yalanı bu gerçek, yakıp toz etmektedir: Sağ elle yemek yemeyi Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed (asm) tavsiye ediyor.
Peki, medya her ‘iyi‘ye karşı çıkmakla neyi hedefliyor? Milletin değerleriyle yabancılaşmak kime ne kazandırmış ki, medyaya kazandırsın? Bu haberin hedefi sadece ‘ilân etmek/ duyurmak‘ olsaydı, “‘Batı kökenli sol elle yemek yeme adeti‘ne karşı dinî mücadeleye girişecek“ denilmezdi. Medya, ‘sağ el ile‘ yemek yemeyi gereksiz bir hassasiyet olarak görse bile, bunu ‘önemli‘ bulanlara saygılı olmalıdır. Hiç değilse, iki el arasında tercih yapmamalı, ‘sağ‘ ele karşı ‘sol el ile yemek yemeyi’ savunmamalıydı.
Sağ el ile yemek yemek Peygamberimizin sünneti ve üzerinde ehemmiyetle durduğu bir tavsiyesidir. Bugün itibarıyla tesbit edilmemiş olsa bile, böyle olmasının çok ciddî ilmî gerekçeleri de vardır. Çünkü bütün Müslümanlar Sünnet-i Seniyyede gizli hikmetler olduğunu bilir ve buna inanır. Nasıl ki Peygamberimiz tarafından 1400 yıl önce tavsiye edilen pek çok konu, bugün neredeyse doktorların ‘reçete‘sine girmiş durumdadır. Öyle de yakın gelecekte ‘sağ el ili yemek yeme gereği de reçetelerde yerini alabilir. İnsanlar, Hz. Peygamberin sadece yemek ve içmek ile ilgili tavsiyelerine uymuş olsa idi, pek çok hastalıktan kurtulabilirdi. “Az ye!”mek en birinci tavsiye değil midir? “Obezite/şişmanlık”la mücadele eden hekimlerin de bugün ilk tavsiyesi bu değil midir?
Tabiî ki Müslümanlar, Peygamberimizin tavsiyelerini sadece ‘sağlığa faydalı‘ diye yapmazlar. Asıl maksat, Allah rızasını kazanmak ve ibadettir. Diğer faydaları sadece teşvik olarak görülmeli...
Medya; din ve diyanet ile ‘kavga‘yı değil, onu anlamayı denese bundan herkes kârlı çıkacak...
25.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|