Bir ülkede basının özgür oluşu, o ülkenin demokratlaştığının en göze çarpan özelliklerinden biridir. Ülke demokrasiyi sindirdiği ölçüde de kalkınma sürecine girer.
Eğer bir ülkede baskılar Demoklesin kılıcı gibi basının üzerinde duruyorsa o zaman hür basından söz etmek, kalkınmış ülkelerle de uygarlık ve kalkınma yarışına girmek mümkün değildir.
Bakın bugün ne kadar kalkınmış, modern ülke varsa hemen hepsinde demokrasinin geniş anlamda hükmettiğini, basının alabildiğine özgür olduğunu görürsünüz.
Tarihimize bir göz gezdirin, herhangi bir şiddet ve baskı uygulandığını gösterebilir misiniz? Değil vatandaşlarımız, zimmî denilen gayr-i müslimler bile kendi ülkelerinde bulamadıkları hak ve özgürlükleri bizim ülkemizde bulmamışlar mıydı?
Herşeyden önce hak ve özgürlüklere bu ülke insanları lâyık.
Yüzyıllarca medeniyetin, insan hak ve özgürlüklerinin uygulayıcı ve savunuculuğunu yapmış bir milletin evlâtları dün olduğu gibi bugün de hâlâ sıkıntı çekiyor.
İşte son örneği: İstanbul Bağcılar’daki duruşmasında Yeni Asya’dan Yazı İşleri Müdürü arkadaşımız Faruk Çakır, Danıştay saldırısı sonrasında Yeni Asya’nın 23 Mayıs 2006 tarihli sayısında yayınlanan “Oyun geri tepti” manşetiyle ilgili olarak TCK’nın “Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçunu düzenleyen 301 ve “âdil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçunu tanzim eden 288. maddelerinden yargılanıyor. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi 301. maddeyle ilgili “devletin askeri organlarını basın yoluyla aşağılama’’ suçlamasından beraat verirken, 288. maddeden “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’’ gerekçesiyle altı ay hapse mahkûm ediyor ve cezayı kişiliği, sosyal ve ekonomik durumunu dikkate alarak da 3 bin 600 YTL adlî para cezasına çeviriyor.
Ortada bir kasıt bulunmadığını ve dava konusu yazının tümünde bu suçun oluşmadığını ifade eden Çakır’ın avukatlarından Turgut İnal, “Yargı büyük bir camiadır ve etkilemek bu kadar basit değildir. İki satırlık yazıyla etkilenmez. Bu tür yazılar sebebi ile gazeteciler hakkında sık sık dava açılması ve mahkumiyet kararı verilmesi halinde gazeteciler rahat görev yapamazlar” diyor.
Faruk Çakır’ın avukatlarından Avukat Kadir Akbaş da Çakır’ın suçlama niteliğinde görülen yazısında söz konusu ettiği hususların sonradan gelişen olaylarla doğrulandığına dikkat çekiyor. Sonucu önceden görmek suç olur mu?
Bu tür davalar açıldıkça ve cezayla sonuçlandıkça basın nasıl hür olacak?
15.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|