“O gün Cehennem de göz önüne getirilir. İnsan o gün her şeyi hatırlar. Fakat hatırlamanın ne faydası var? ‘Keşke,’ der, ‘Şu ebedî hayatım için bir hazırlık yapmış olsaydım!’”1
Bu ifadeler ahirette büyük bir hüsrana uğrayan insanın feryatları olarak Kur’ân’da yer alıyor. Kur’ân o gün insanın karşılaşabileceklerini hatırlatarak geriye dönüşü olmayan bu uzun yolculukta gerekli tedbirleri almamız için bizi uyarıyor.
Cebinizde paranız veya kredi kartınız yoksa, uzun bir yolculuğa ve seyahata da çıkmışsanız ne kadar perişan olacağınızı bilirsiniz.
Peki, ya sonsuzluk yolculuğunun yolcusu olan, önünde ölüm geçidi, Kabir, Mahşer, Büyük Mahkeme, Mizan, Sırat, Cehennem ve Cennet bulunan bizler son diyar olan Cennete ulaşabilmek için ne gibi hazırlıklar yapıyoruz? Bilindiği gibi orada para pul, makam mevki, şan şöhret, torpil, rüşvet, adam kayırma geçmiyor. Tek geçer akçe iman, ibadet, hayır ve hasenat.
Büyük İslâm âlimi İbni Hazm: “Ahirette sana lâzım olacak şeylere bugünden öncelik ver. Ahirette sana zarar verecek şeyleri de terk et” der. Bediüzzaman da, “Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme” diyor.
Bir gün evlerinde bir koyun kesilen Allah Resûlü (asm), Ayşe Validemize “Koyunu ne yaptınız?” diye sorar. O da, “Bir but dışında hepsini dağıttık ya Resulallah” diye cevap verir. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (asm), “Desene ey Ayşe, bir but dışında hepsi bize kaldı.”
Bununla Allah Resûlü (asm) hayır adına yaptıklarımızın ahirete gittiğini, bunların gerçek sermayemiz olduğunu anlatıyor. Başka bir zaman da, “Ey Âdemoğlu yediğin, içtiğin, giydiğin, bir de ahirete gönderdiklerin senin. Burada bıraktıkların ise senin değil varislerinindir” buyuruyorlar.
Hasan-ı Basrî Hazretleri de insanın dünyadan üç şeye hasret çekerek gittiğini ifade ederken bir hasretin topladığına doymamak, bir diğerinin umduğunu bulamamak, üçüncüsünün de önündeki ahiret yolculuğu için iyi azık hazırlamamak olduğunu hatırlatıyor.
Kur’ân da buyuruyor ki: “Siz hayır olarak ne işlerseniz Allah onu bilir. Azık edinin, ey mü’minler azığın en hayırlısı ise takvâdır, günahlardan sakınmaktır. Ey akıl sahipleri, sadece Benden korkun ve emirlerime karşı gelmekten kaçının.”2
“Namazı dos doğru kılın ve zekâtı verin. Kendiniz için ne hayır işlerseniz, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı hakkıyla görür.”3
Dipnotlar:
1- Fecr Sûresi: 23-24.
2- Bakara Sûresi: 197.
3- Bakara Sûresi: 110.
13.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|