Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Bu dünya insanı doyurmaz



İnsan gece gündüz demeden çalışır, çabalar, didinir, âdetâ kendini yırtar, yer bitirir; saçını, sakalını ağartır ve sonunda birşeyler edinir. Ama bir arzusunu elde eder, bir diğeri önüne çıkar. Onu elde etmek için de didinir. Elde de eder. Bir diğeri çıkar. Ve insan ömrü hep didinme, çırpınma ve emellerine kavuşma telâşıyla geçip gider.

Doymaz ki insan. İhtiyaçları bitmez ki! Sonsuzdur ve sonsuza dek uzanır ihtiyaçları.

Şu fani dünyada kaç kişi arzu ettiği şekilde dört dörtlük bir hayat sürebilir?

Ve her insan arzularına kavuşamaz bu dünyada. Kimileri sıkıntı ve ıztıraplar içerisinde kıvranıp gider.

Ancak bazılarına güler dünya. Yürü kulum der âdetâ Allah onlar için. Önlerine bütün kapılar açılır. Servetleri arttıkça artar. Bir elleri yağda, bir elleri baldadır. O kadar imkânlara kavuşurlar ki her şey emirlerine seferber olur âdetâ.

Ne var ki insan ne kadar didinse, çırpınsa da Sultan Süleyman gibi bir saltanata sahip olamaz.

Demek, “Bu dar, fani dünya, insanın nihayetsiz emel ve arzularına kâfî gelmez.”

Öyleyse kafa takmaya, gam edinmeye gerek kalmaz. “Hadsiz arzuların, makasıdın varsa, onları düşünüp muztarip olma. Onlar bu dünyaya sığışmaz. Onların yeri başka diyardır ve onları veren de başkadır.”

İnsan bu gerçeği ah bir aklına, kalbine yerleştirebilse!

Evet, dünya insanı doyurmaz; sonsuz arzu ve ihtiyaçlarına kâfi gelmez. İnsanı ancak dünyadan bin kere daha güzel, her arzusuna kavuşabileceği; gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, akla hayale gelmeyen nimet ve güzelliklerle dolu Cennet doyurabilir. Hırsın fiyatı ancak böyle bir Cennettir ve böyle bir hayatı kazanmak için insana verilmiştir.

Kısaca Mesnevî-i Nuriye’de denildiği gibi: “Sen burada misafirsin ve buradan da diğer bir yere gideceksin.”

Öyleyse “Misafir olan kimse, beraberce getiremediği birşeye kalbini bağlamaz. Bu menzilden ayrıldığın gibi bu şehirden de çıkacaksın.”

Asıl hedef, maksat, ihtiyaçlarımızı bütünüyle karşılayabileceğimiz, her yönüyle tatmin olabileceğimiz diyar Cennet.

Gerçek bu iken, “İnsan, eğer kesrete dalıp, kâinat içinde boğulup, dünyanın muhabbetiyle sersem olarak fanilerin tebessümlerine aldansa, onların kucaklarına atılsa; elbette nihayetsiz bir hasarete düşer. Hem fena, hem fani, hem ademe düşer; hem mânen kendini idam eder.”

Tercih insanın elinde: Ya hasarete, ya da sonsuz saadete talip olacak!

10.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.02.2007) - Hakkın hatırı için

  (08.02.2007) - En büyük mutluluk

  (07.02.2007) - Kötülükle muhatap olunca

  (06.02.2007) - Hırstan ölmek

  (05.02.2007) - Sonsuz saadet uğruna

  (04.02.2007) - Daha iyiye, daha güzele

  (03.02.2007) - “Saadet mülkü”ne oturabilmek

  (02.02.2007) - Peygamber evi

  (01.02.2007) - “Kanaat et, şâhâne yaşarsın”

  (31.01.2007) - Ne mutlu o kimseye!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004