Bin yıllık sevgili gibi baktım Nil’e... Kahire’nin tam ortasından salınarak akarken, gözlerimle okşadım dalgalarını. Muhabbet damlalarını attım, o koskoca sinesinin üstüne. Bir sevdalı gibi kucakladım Nil’i...
İslâm dünyasının sıkıntılı bir süreçten geçtiği bir dönemde birkaç günlüğüne de olsa Mısır’da olmak, kederle ümit arasında gidip gelen dünyama yeni pencereler açtı. Artık geleceğe daha büyük bir umutla bakabiliyorum bu pencerelerden.
Mısırlıların işlerinden evlerine döndüğü, Kahire’nin günün hay huyundan sıyrılıp kafayı dinlemeye çekildiği bir saatte, akşam vaktinin tam ortasında, Nil’in üzerinde yavaş yavaş hareket eden bir gemide, İslâm dünyasını düşündüm.
Mısır Ticaret Bakanı Muhammed Raşit’in, “Mısır kamuoyu Türkiye’nin AB’ye üyeliğini yakından takip ediyor. Türkiye’nin AB üyesi olması Akdeniz Havzasında pozitif bir alan meydana getirecek. Ama eğer Türkiye, AB’ye kabul edilmezse, Mısır kamuoyu bunun dininden ve kültüründen dolayı olduğu kanaatine varacak” sözleri zihnimde Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda yeni ufuklar açtı.
İslâm dünyası Türkiye’nin AB’ye üyeliği ile yakından ilgili. Bir başka deyişle AB, içine sadece Türkiye’yi değil, İslâm dünyasında AB’ye pozitif bakabilen bir kültürü alacak. Mısır Başbakanı Muhammed Nazif’in, “Türkiye ve Mısır İslâm’ın iki modern yüzü” sözünü de buna eklemek gerekiyor. İslâm dünyasında Türkiye’ye bakış açısından çok önemli değişimler var.
İngilizlerin işlediği Osmanlı ve Türk düşmanlığının izlerini hâlâ bazı ülke yöneticilerinden görebiliyorduk. Bu çok önemli bir ölçüde kırılmış. Bu çok önemli bir nokta… Özellikle de İslâm dünyasının kütüphanesi, hafızası, bilgi merkezi olarak kabul edilen Mısır’da bu konuda çok büyük mesafeler alınması çok önemli. Kahire demek Ortadoğu ve Afrika siyasetinin kalbinin attığı yer demek.
İskenderiye’de Cuma namazına giderken bize gönüllü mihmandarlık yapan Mısırlı bir işadamının, “Osmanlı bizim gerçek tarihimiz. 600 yıl buraları adaletle yönetti” sözlerinde olduğu gibi zaten halk tabakasında Osmanlıya, Türk milletine karşı olumsuz bir tavır yok. Hatta bir muhabbet sarmalı ile karşılanıyorsunuz. Mısır Ticaret Bakanı Muhammed Raşid’e, “Anneannenizin Türk olması Türkiye olan ilişkilere yansıyor mu?” diye sorduğumuzda, “Mısır’da her aileden Türk milleti ile bir kan bağı vardır. Kan bağı olmayanlar da zaten gönül bağı ile bağlıdır” demişti.
Muhammed Raşid, Mısır Başbakanının Kürşat Tüzmen’e söylediği gibi, Türk işadamlarının Mısır’a yatırım yapmaları konusunda “Bir kabinenin iki bakanı gibi çalışan” bir isim. Türk milletvekilleri de Mısır parlamentosunu ziyaretlerinde Türkiye ile ilişkilerde eskiyle kıyaslanmayacak ölçüde sıcak sözler işittiler.
“Biz de Türk demek güzellik demektir. Güzel bir kız ya da yakışıklı bir oğlan oldu mu, bunun annesi mi yoksa babası mı Türk diye sorarız” sözleri Mısır parlamentosunun Turizm Komisyonu Başkanına ait. Hamaset deyip geçmemek lâzım bunları.
Burada reel politik açısından birkaç noktanın altını çizmek istiyorum. Arap Birliği Merkezi Kahire’de. Ve Mısır Arap dünyasının liderliğine oynayan bir ülke. Türkiye’nin Suudi Arabistan, Lübnan, Suriye ve İran’la yakın alakası, Körfez ülkeleriyle temaslar, İKÖ Genel Sekreterliğini üstlenmemiz Mısır entelijansiyası arasında, “Arap dünyasının liderliğini Türklere mi” kaptırıyoruz kaygılarının oluşmasına neden olmuş.
Ancak bu durum yönetici kadronun üzerinde bir kapris meydana getirmemiş. Tam tersine ticarî açıdan yararlı açılımlar var. Türkiye ile Mısır arasındaki Serbest Ticaret anlaşması yürürlüğe girdi. Türkiye’ye Kahire’nin en önemli yerinde hiç bir ülkeye tahsis edilmeyen bir alan ayrıldı. İki milyon metre karelik Türk Sanayi Bölgesi. Kendisi Hıristiyan olan Mısır Maliye Bakanı Yusuf Butros Gali dahi, “Türk işadamlarının hangi sorunu varsa bana gelsinler. Parayı ben verdiğim için diğer bakanlar üzerinde de etkim olur. Her türlü desteği veririm” dedi.
Türkiye Mısır’la ticaretinde ne kazanacak? Mısır’ın Afrika ülkelerinin tümüyle sıfır gümrükle gerçekleştirdiği ticareti var. Mısır’da üretim yapan firmalarımız bundan aynen yararlanacaklar. ABD ile Mısır arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması da bu kolaylığa dahil. Ayrıca girdi fiyatları Türkiye ile kıyaslanmayacak ölçüde düşük.
“Maşallah, inşallah’ diye söz verilir ama bu gerçekleşmez” diye düşünülebilir. Mısır’la girilen yeni işbirliği ortamı sayesinde bir yılda ticaretimiz yüzde 33 artıp, bir milyar doları aşmış. 3 yılda 5 milyar dolar hedefleniyor. Zaten büyük tekstil firmaları Türkiye’de atıl olan makinalarını söküp Kahire’ye, İskenderiye’ye taşımaya başlamışlar bile.
Mısır Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye temaslarda bulunduğu sırada biz de Kahire’deydik. Mısır’da Türkiye’ye bakış açısından sevindirici ölçüde bir sıcaklık gördüm. Tabi bir de Mısır’ın öteki yüzü var. Nil’den sonraki ikinci sevdam olan El Ezher.
Piramitler de dahi o denli heyecanlanmadım. Belki ayrı bir yazıda...
16.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|