“Dünyada rahat yoktur” sözü meşhurdur. “Tam mutluluğu tatmaya başlamıştım” demeye kalmadan bir sıkıntı sarıverir insanı. Daha doğrusu dertsiz, sıkıntısız hayat mümkün değildir. İmtihan sırrı gereği Cenâb-ı Hak kullarını nimetlerle olduğu gibi bazan da musibetlerle imtihan eder.
İnsan gün gelir musibetin altında öyle ezilir ki, nerdeyse çatlayacak hâle gelir.
Peki, insan gerçekten bu noktaya mı geliyor, yoksa kendi kendini mi bu noktaya getiriyor?
Âmene’r-resûlü’de geçtiği gibi, “Allah hiçbir kimseye güç yetiremeyeceği şeyi yüklemez.” demek Allah bize dayanabileceğimiz kadar sabır veriyor. Sabrı yanlış yerde kullanıp da sabırsızlık göstermemeli. Daha büyüğünü düşünüp sabretmeli. “Ya Sabûr!” deyip sabır istemeli Allah’tan. Ve hemen Allah Resûlünün (asm) çektikleri hatıra gelmeli. Hayatta onun kadar sıkıntı çekip bunları sabırla göğüsleyebilen kim var? Onun için Allah Resûlü (asm), “Müslümanlar, başlarına musibetler geldiğinde, bana gelen musibetleri düşünüp teselli bulsunlar”1 buyurmuşlardır.
Allah Resûlü (asm) ateşli hastalığa yakalandığında İbni Mes’ud Hazretleri, ateşten dolayı çok sıkıntı çektiğini belirttiğinde, Efendimiz (asm), iki kişinin çektiği kadar ıztırap çektiğini söylemiş, İbni Mes’ud’un, “Herhalde bu size iki kat sevap kazandırmak içindir” dediğinde “Evet” cevabını vermiş, sonra da şöyle buyurmuşlardı: “Musibete maruz kalan hiçbir Müslüman yoktur ki, Allah bu vesileyle, ağacın yapraklarını döktüğü gibi onun günahlarını affetmesin”2 buyurmuşlardı. Bir başka zaman da bir Sahabîsinin sıtmadan titrediğini görmüş; ona, körüğün demirin pasını giderdiği gibi, sıtmanın da öyle günahları silip süpürdüğünü müjdelemişti.3 Buharî ve Müslim’de yer alan bir hadis-i şerifte de şu müjde yer alır: “Müslümana ağrı, yorgunluk, hastalık, üzüntü, bir sıkıntı gelip de buna sabretse, karşılığında bir kısım günahları affolunur.”4
Musibet illâ günahlar sebebiyle de gelmez. Bazan Cenâb-ı Hak kuluna bir musibet verir, onu dener, sabrettiğinde de derecesini yükseltir. Bir hadis-i şerifte buna şöyle dikkat çekilir: “Allah, her kime iyilik dilerse onu musibete maruz bırakır.”5
Demek Allah’ın bağışları sayesinde musibet musibet olmaktan çıkıyor. Asıl musibet dine gelen ve dinden uzaklaştıran musibettir, gerisi rahmettir.
Dipnotlar:
1- Muvatta, Cenaiz: 41.
2- Buharî, Merda: 3; Müslim, Birr: 45.
3- Müslim, Birr: 53.
4- Buharî, Merda: 1; Müslim, Birr: 52.
5- Buharî, Merda: 2.
29.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|