Hayatta başarılması en zor olan şey nedir?
İnsanın huy ve alışkanlıklarını değiştirebilmesi. Çünkü, “Can çıkar, huy çıkmaz.”
Kötü huy ve alışkanlıkları terk edip yerlerine iyi ve güzellerini yerleştirebilmek bir zaferdir. Ülkeler fethetmekten daha büyük bir zafer.
Nice hükümdarlar gelmiş, bir ülkeyi baştan başa fethetmiş, fakat orayı uzun süre koruyamamıştır. Çünkü maddî gücün etkisi sınırlıdır, güç bitince sona erer. Ama sevgi, adalet, insanlık üzerine kurulan saltanatlar süreklilik kazanmıştır. Bunlar devam ettiği müddetçe ayakta kalmıştır.
Resûl-i Ekremin (a.s.m.) tarihte ikinci bir örneği görülmeyen başarısında hiç şüphesiz dâvâsını bu güzel hasletlere bina etmesi yatar.
Dünyada en etkili olmuş insanlarla ilgili yaptığı bir araştırmada kendisi Hrıstiyan olduğu halde Efendimizi (a.s.m.) ilk sıraya koyan Maeckel Hart sebebini şöyle açıklıyor:
“Dünyanın en etkili insanları listesinin başına [Hz.] Muhammed’i koymam bazı okurları şaşırtabilir, bazılarını da kuşkuya düşürebilir. Ancak [Hz.] Muhammed tarihte hem dinî hem dünyevî düzeyde üstün başarılı olan tek insandır.
“Mütevazi bir aileden gelen [Hz.] Muhammed, dünyanın en büyük dinlerinden birini kurmuş, yaymış ve çok etkili politik bir lider olmuştur. Bugün ölümünden on üç yüzyıl sonra etkisi hâlâ güçlü ve yaygındır.”1
İnsanların kötü âdet ve alışkanlıklarını terk etmelerinin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Hele bu âdet ve alışkanlıkları kan ve damarlarına kadar işlemiş insanlar olursa daha zordur.
İşte Resûl-i Ekrem (a.s.m.) bunu başarmıştır. Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi sigara gibi küçük bir âdeti, küçük bir kavimde, büyük bir hakimin, büyük bir himmetle sürekli kaldırabilmesi ne kadar zor. “Halbuki, bak, bu zât büyük ve çok âdetleri, hem inatçı, mutaassıp büyük kavimlerden zahirî küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda ref’ edip [kaldırıp], yerlerine öyle secaya-yı âliyeyi [yüksek hasletleri]—ki dem ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak—va’z ve tesbit eyliyor. Bunun gibi daha birçok icraatı yapıyor.
“İşte, şu Asr-ı Saadeti görmeyenlere Ceziretü’l-Arab’ı gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzer feylesofu alsınlar, oraya gitsinler, yüz sene çalışsınlar. O zâtın, o zamana nisbeten bir senede yaptığının yüzden birisini, acaba yapabilirler mi?”2
Dipnotlar:
1. En Etkin 100, s. 1.
2. Sözler, s. 216.
08.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|