Suçluyuz, kabul. Kabul etmesek de, “yasal olarak”, daha doğrusu “hakimin vicdanî kanaatine göre” kabul.
Öğretmen olsak, “İşte öğrencilerimizi buna emanet ediyoruz” daki “bu” zamiriyiz.
Güvenlik gücü olarak görev alsak, “Canımızı kime teslim ettiğimize iyi bakın” manşetindeki fotoğrafız.
Maliyeci, gazeteci, öğrenci, futbolcu olduğumuz ihtimaline göre, siz de benzer cümleler kurabilirsiniz. Tavsiye ederim, “isim-şehir-hayvan” oynamaktan daha zevklidir.
Belki seviliriz etrafımızda. “Vatandaşlar” şikâyetçi değildir, hatta memnundur bizden. Ama manşetlerde, kimi köşe yazılarında, bazı haber sütunlarında hazzedilmez bizden.
Sadece manşetler değil, bilmem kaç sayılı kanunla değişik bilmem kaç sayılı kanunun bilmem kaçıncı maddesinde de sevilmeyiz.
Kimi zaman “halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik eden”, kimi zaman “Anayasal düzeni değiştirmek isteyen”, kimi zamansa —lafı dönüp dolaştırmadan—“terörist” sayılan sanıklarız.
Tüm teröristliğimize rağmen, asla silâh kullanmayız; kurşunumuz yoktur, kurşun kalemimizden başka. Hatta bilgisayar kullanan, internete giren, hackerlık yapmadan sanal âlemde at koşturan az buçuk “modern” insanlarız.
Yazar ve konuşuruz. “Suça konu olan” mühimmatımız yazı kupürlerimiz, konuşma kasetlerimiz ve bant kayıtlarımızdır.
Ne ima ettiğimize, ne kastettiğimize, ne demek istediğimize, -Amerikan filmlerinin bozuk tercümesindeki gibi “bunu demek istediğine emin misin?” diye bile sorulmadan- başkalarının karar verdiği bir garip teröristleriz.
Klişeleri sevsek; resmî tarihe, resmî görüşe, resmî olan daha pek çok şeye karşı sorgulayıcı olmak gibi tuhaf huylarımız olmasa, yine de iyi insanlarız.
Kadınsak, kıyafetimize dair modern olmayan bir şeyler vardır; erkeksek, içkinin —tadı dahil—hiçbir şeyinden anlamayarak çizeriz karizmamızı.
Ama aslında hiçbir sorun çıkmayacaktır, her şey yolunda gidecektir. Ah bir de, yazma işte, sus artık deyip, dinletebilsek kendimize…
Yazmayıversek, susuversek, sormayıversek, “Hı hı” deyip başımızı sallayıversek, ne var sanki…
Evet suçluyuz, kabul “yasak olarak”, dahası “hakim kanaate göre” mahkûmuz.
06.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|