Anadolu yollarına çıktığımızda; canlı, halinden memnun, dostluk değerleri yüksek ve çalışan bir nüfusun akışkan halini görürüz. Bunun son örneğini, “Yenilenme ve Sistem” semineri için gittiğimiz Balıkesir yolculuğunda yaşadık.
Eskişehir’de, yüreği engin ve müşfik mihmandarımız Timur Abimizden izin isteyip Bursa’ya doğru yola çıktık. Beklenmeyen bir azizlik yaşadık. Lastiğimizin patlaması ile birlikte yedeğini takıp sökme acemiliğim arasında bocalarken, el kaldırdığım aracın durması, gönül coşkusuyla lastiğin değişimine yardım eden iş adamımızın âlicenaplığı, Anadolu’nun en asil tavrıydı.
Bursa’ya girmeden çevre yolu üzerinden bizi Balıkesir’e bağlayan güzergâhın seyirlik noktaları, Bursa’yı daha ufkî ve yeşilliğe yaslanmış binaların silüetleri ile buluşturuyor. Dönüşün akşam ışıkları ise daha farklı bir yansıma armonisi gibiydi.
Karacabey’e varmadan önümüze geçen Bursa Büyükşehir Belediyesinin cenaze nakil aracı, bizi ayrı bir dünyanın gerçeği ile yüzleştirdi. Bir müddet aracı takip etmeyi tercih ettim. Yürüyen cenazeler olduğumuzu düşünürken, akıbetimizin hayra tebdilini diledim.
Ayranı ile ünlü diyarımız Susurluk’a vardığımızda, Anadolu sermayesi ve girişiminin yüz akı Yörsan’ın tesisleri yolcuları konaklamayı teşvik ediyor. Ayrıca ayranı kabaran sistemin Susurluk vakası da zihnimizde canlandı.
Bursa-Balıkesir hattında yoğun trafiğe rağmen, çift yönlü gidiş geliş düzenlemeleri henüz bitirilememiş. Turizmin kollarına açılan ve Balıkesir’in ilçelerine giden güzergâhlarda da istenen standartta yol inşaatları tamamlanamamış.
Balıkesir’i, ılıman bir iklimin ılıman temposunda, girişimciliğin fazla öne çıkmadığı ekonomik sabitlikte gördüm. Sanayisi çok az. Manisa ve Bursa ekseninde olmasına rağmen, bu iki ilin sanayi transferini ve yakın plan açılımını yapamamış. Bir sonraki açılım İzmir ve İstanbul’a entegre olamamış.
Marmara bölgesinde faal nüfusun yüzde 23-38 arası imalat sanayinde çalışırken, bu değer Balıkesir’de maalesef yüzde 8’de kalmaktadır.
Alışveriş yaptığım işyerinde tanıştığım bir beyefendi bu konuda farklı bir noktaya dikkat çekti. Şehrin yerlisi olan beyefendi, 30 yıldır aktif hayatın içinde, Dil Tarih Coğrafya mezunu ve Sarbonne’de ikinci diploması olan sanat, tarih ve antika meraklısı bir entelektüeldi.
Görünmeyen bir ekonominin işlediğini ifade etti. Yastık altının fazla olduğunu anlattı. Türkiye’deki banka mevduatlarına bakıldığında da en dikkat çekici illerimizden biri olduğunu belirtti. Bunu ziyaret ettiğim bir akademisyen dostum da söyledi. Mevduatlara bakıldığında Balıkesir’in zengin bir şehir olduğunu anlattı.
Keza üniversite kampüsü de tamamlanamamış inşaatlar halinde. 1992’de kurulan 21 üniversiteden biri de Balıkesir Üniversitesi. Üniversitenin eşitleri kadar gelişmediğini gördüm. Kültür alanında bir yetkiliyle yaptığım sohbette, tarihin ve kültürün sanayi ile bileşke oluşturacak şekilde bir marka şehir olgusuna taşınması gerektiğini anladım.
Balıkesir’de “marka şehir” projesi göremedim. Belediyenin bütün şehri şantiyeye çeviren ve altyapı öncelikli çalışmaları ise göz doldurur nitelikte. Bu da uzun bir ihmali gösteriyor.
Üniversitede karşılaştığım Arı Hareketinin ilgilisi bir gencimiz de, Balıkesir’in kendine lokomotif olması yönündeki yaklaşımı ilgiyle dinledi. Demokrasi eksenli Avrupa yolculuğunun gerekliliğini vurguladı. Balıkesir, bu yönüyle harekete geçme ihtiyacında olan bir ilimiz.
Turizmin, bütün ilçelerini cazip kıldığı, katma değeri ve yoğunluğu artan Balıkesir, hem Marmara denizinde, hem de Ege denizi ile kıyıları olan gelişmiş bir tarım ve turizm bölgemiz. Kıyıların uzunluğu 300 km’yi bulmakta.
Turizm sezonunda yoğunlaşan trafiğini daha iyi kanalize edecek ve tanıtımla ilgi uyandıracak bir Balıkesir, değerleri ve antik dönemlerden gönümüze yansıyan tarih envanteri ile aktiviteyi hak eden bir potansiyele sahip. Demokrat hafızası ve sağduyunun sesi olması yönündeki duruşu da önemli parametrelerden biri.
Dönüşümüzde Manyas-Bandırma arasında, piliç üretme, damızlık yetiştirme tesislerinin yanı sıra konsantre gıda üretimi yapan fabrikaların yaygın olduğunu gördük. Tukaş, Tamek, Banvit bunlardan bir kaçı. Tarıma dayalı ekonomik girdinin ambarı diyebileceğimiz verimli topraklarda sanayileşme arttırılabilir.
***
Balıkesir’in aksaçlı asil insanları Hasan, Enver ve Necati ağabeylerle iki gün içinde yaptığımız sohbetler, onların şevk dolu hitapları ve yenilenmeyle ilgili sisteme olan teşvikleri, benim için müstesna ve takdire şayan bir haldi. Müktesebatlarına şükran borçluyuz. Sonraki kuşaklar adına müteşekkiriz.
06.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|