Abdullah Bey:
*"Kur'ân-ı Kerim'de Allah'ın güneşe, aya, zeytine ve değişik şeylere yemin ettiğini görmekteyiz. Allah başlıca hangi şeyler üzerine yemin etmektedir ve bunun hikmetleri nelerdir?"
İnsanoğlu tarih boyunca konuşmalarına ve sözlerine kuvvet vermek, muhatabını ikna etmek, sözlerinin doğruluğuna güvenilmesini istemek ve bunu sağlamak için yemini kullanmıştır. Yani yeminli ifadeler kullanmak insanoğlunun yabancısı olduğu bir üslûp değildir.
Kur'ân, âlemlerin Rabb'i sıfatıyla Allah'tan, kullarına gelen İlâhî kelâmlar mecmuâsıdır. Bizim fikir, algılama ve anlayış seviyemize inen Kur'ân-ı Hakîm'in, âyetlerinde ve beyanlarında yeminli ifâdelere yer vermesi de, bizim algıladığımız biçimde anlaşılırlığını, ciddiyetini ve sözlerinde hilâfı olmadığını sağlamak içindir. Cenâb-ı Hak, âyetlerini yeminle bazen teyit etmiş ve kuvvetlendirmiş; bazen de bir takım varlıkları yemin konusu yaparak değerine ve kıymetine işaret etmiş ve dikkatleri bu varlıklara çekmiştir.
Cenâb-ı Hak bizzat Kendi ismi üzerine yemin ettiği gibi1; peygamberlerine2, peygamberlerin yaşadığı veya vahyin geldiği beldelere3, meleklere4, Kur'ân'a5, kıyamet gününe6, kâinatta var olan önemli varlıklar üzerine, meselâ kaleme7, gökyüzüne8, güneşe9, aya10, geceye11, sabaha12, kuşluk vaktine13, ikindi vaktine14, yıldıza15, havaya16 ve bitkilere17 yemin etmiştir.
Bu yemin ifadeleriyle insanların âyetlere olan iman ve güvenlerini temin etmek, âyetleri kuvvetlendirmek, önemli varlıklar ve nesneler üzerinde tefekküre teşvik etmek, önemli nimetleri hatırlatmak; Kur'ân'ın, Kur'ân'ın verdiği haberlerin, kıyamet gününün, âhiret gününün, öldükten sonra dirilişin, sorgunun, Cennetin ve Cehennemin hak olduğu konusunda insanları iknâ etmek ve bunlarda muhtemel şek ve şüpheyi ortadan kaldırmak gibi hikmetleri ilk plânda tesbit etmek mümkündür.
***
İzmir/Bornova'dan okuyucumuz:
*"Kur'ân'da Allah'ın peygamberleriyle bire bir konuştuğu ile ilgili âyet var mıdır? Varsa nelerdir?"
Cenâb-ı Hak, Mütekellimdir. Yani konuşandır, kelâm, söz ve beyan Sahibidir. Peygamber görevlendirmek ve vahiy göndermek sûretiyle kelâmıyla ve konuşmasıyla insanlara istikamet veren Cenâb-ı Hak'tır.
Cenâb-ı Hak, şu âyetlerde Kendi Zat'ının kelâm ve söz Sahibi olduğunu beyan buyurmuştur:
* "Size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir kısmı Allah'ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonra bile bile onu tahrif ediyorlardı."18
* "Onlar Allah'ın sözünü değiştirmek isterler."19
* "Puta tapanlardan birisi sana gelirse, onu kabul et. Tâ ki, Allah'ın kelâmını dinlesin."20
Cenâb-ı Hak, Hazret-i Musa'nın (as) Tur dağında vahye mazhar kılınışını ve Allah'ın kelâmına muhatap oluşunu şöyle beyan buyurur:
* "Musa tayin ettiğimiz vakitte gelince, Rabb'i onunla konuştu."21
* "Ey Musa! Seni gönderdiklerimle ve konuşmamla insanlar arasından seçtim."22
* "Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık. Bir kısmını ise sana anlatmadık. Allah, Musa ile gerçekten konuştu."23
Cenâb-ı Hak, peygamberlerin bir kısmı ile konuştuğunu şu âyette de beyan eder:
* "İşte bu peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Onlardan bir kısmı ile Allah konuştu ve derecelerini yükseltti."24
Şu âyet de Cenâb-ı Hakk'ın konuşmasının keyfiyeti hakkında bilgi vermektedir:
* "Allah bir insanla ancak vahiy sûretiyle veya perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderir; izniyle dilediğini vahy eder."25
Dipnotlar:
1- Hicr Sûresi, 15/92; 2- Yâsîn Sûresi, 36/1; 3- Tûr Sûresi, 52/1-3; Beled Sûresi, 90/1; 4- Sâffât Sûresi, 37/1; Nâziât Sûresi, 79/1-2; 5- Vâkıa Sûresi, 56/77;Tûr Sûresi, 52/2; 6- Kıyâmet Sûresi, 75/1; 7- Kalem Sûresi, 68/1; 8- Burûc Sûresi, 85/1; Târık Sûresi, 86/1; 9- Şems Sûresi, 91/1; 10- Şems Sûresi, 91/2; 11- Leyl Sûresi, 92/1; 12- Fecr Sûresi, 89/1; 13- Duhâ Sûresi, 93/1; 14- Asr Sûresi, 103/1; 15- Necm Sûresi, 53/1; 16- Zâriyât Sûresi, 51/1; 17- Tîn Sûresi, 95/1; 18- Bakara Sûresi, 2/75; 19- Fetih Sûresi, 48/15; 20- Tevbe Sûresi, 9/6; 21- A'râf Sûresi, 7/143; 22- A'râf Sûresi, 7/144; 23- Nisâ Sûresi, 4/164; 24- Bakara Sûresi, 2/253; 25- Şûrâ Sûresi, 42/51.
13.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|