Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son günlerde artan “terör” olayların ardından, “terör zirvesi” öncesi konuştu.
Özellikle altını çizdiği bir madde vardı:
“Emekli paşalar televizyon televizyon dolaşıp hükümete karşı saygı sınırlarını aşan ifadeler kullanmak suretiyle toplumda psikolojik olumsuz hava oluşturmanın gayreti içine giriyor. Bunlar hoş değil. Toplumda gerginlikleri ortadan kaldıracak, toplumsal barışı tesis edecek sevki idare noktasında bize yardımcı olmaları gerekirken, bakıyorsunuz devamlı tahrik, devamlı tahrik...” (Basın)
Konuşan “emekli general”ler bu söz üzerine Başbakan Erdoğan’a bir gazete aracılığıyla “yanıt” veriyor...
Emekli Tuğgeneral Armağan Kuloğlu:
“Bizim görevimiz toplumu provoke etmek değil, doğru bilgilerle donatmak, paylaşmak, yol göstermek... Emekli olduktan sonra 8 yıl strateji merkezlerinde çalıştım. Ayrı bir tecrübe de edindim. Bilgi ve birikimimle değerlendirme yapıyorum.”
Emekli Tümgeneral Osman Özbek dertli:
“Bizler birer vatandaşız. Emekli olmuşuz, sivil vatandaşız. Konuşma özgürlüğümüzü kullanabiliriz. Kanalların çoğu da bize kapalı. Medya baskı altında. Her televizyonda çıkıp görüş veremiyoruz.”
Emekli Orgeneral Kemal Yavuz:
“Hiç kimse başka bir unsura karşı, durup dururken antipati ya da sempati duymaz. Emekli paşalar da bu ülkenin bir vatandaşı... Bir vatandaş olarak ben de düşüncelerimi ifade ediyorum. Bu olumlu düşüncelerde olur, olumsuz düşünceler de olur. Neyi görüyorsak onu söylüyoruz. Bunun maksatlı bir tarafı yok. Tenkit edilecek tarafı da yok.” (Vatan)
Asker kökenli “emekli”ler elbet görüşlerini aktaracak, düşüncelerini yansıtacak. Onlar da bu vatanın evladı.
Ancaak...
Dile getirdikleri bir takım düşünceler sıradan “emekli” vatandaş gibi değil… Konuşma özgürlüğünü kullanırken, “hassas” olabilmeli...
Ne var ki, “emekli” olmadan önceki halleri de kamuoyunca biliniyor.
Misal, Osman Özbek...
28 Şubat öncesi, dönemin Başbakanına çok galiz bir ifadeyle “hakaret” etmişti.
Bunun neticesinde, ceza almak yerine terfi ettirildi. Ona ikbal yolları açıldı. Kitap yazdı, Yekta Göngör Özden’le bir parti kurdu filan... Şimdi televizyonlara çağrılarak “yüksek görüş”lerinden istifade ediliyor.
Emekli Org. Yavuz ise “strateji” uzmanı... Katıldığı programlarda özellikle Kanaltürk’te “önemli açıklamalar”da bulunur... Detaylarına girmeyeceğim... Ama ekranlardan verdiği “stratejik bilgi”ler garip karşılanıyor.
Evet, “emekli paşalar” konuşur. Ama onlara bu imkânı verenler kim? Elbette ki, televizyon patronları...
Medya patronları niçin “sivil toplum kuruluşları”ndan doğru dürüst adam çağırmaz da, hep “asker emeklisi” çağırılır veya program yaptırır?
Kabahat aranması gerekiyorsa, bu olaya tek taraflı bakmamalı.
14.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|