“Nihat Doğan’la Pazar” (Kanal D) programı bir rezalete imza attı.
Minicik çocukları, yarıçıplak bir kıyafetle dans ettirdi.
Levent Köksal Bale okulundan geldiğini söyleyen “minik dans grubu” tango, ça ça ve hip/hop danslarıyla bizi şoke etti.
Doğan, “kültürel oyunlarımızın yanı sıra, çocukların tangoyu, ça/çayı ve hiphopu” da bilmesi gerektiğini söylüyor... Bu ne yaman bir kafa...
“Maço”luğu meziyet olarak anlayadığını bildiğimiz Doğan, acaba kendi çocuğu olsa bu şekilde “dans” ettirir mi? Merak ediyorum.
Yine buna benzer bir rezalet, bir çocuk programında yaşandı.
Berrak Kuş ve Eser Ali’nin sunduğu program, Kanal 1’de hafta sonları ekrana geliyor.
Güya, Ali Poyrazoğlu’nun desteğiyle tecrübeli bir ekip tarafından, “çocukların sağlıklı gelişimini esas alan” bir anlayışı sergiledikleri söyleniyor.
Nasıl bir sağlıklı gelişim esas alınıyorsa... Minicik kızlara dansöz kıyafeti giydirip oynatmak “sağlıklı gelişim” mi? Peki ya psikolojileri?
Bu “modernlik”se, aman üstü kalsın!
Merak ediyorum:
Çocukların “Kutlu Doğum Haftası”nda “ilâhî” söylemesini “muhtıra” sebebi sayanlar, acaba bu “rezalete” niye ses çıkarmıyor?
Minicik bedenlerin istismarına yol açan ve adına da “dans” denen bu rezalete hem kadın dernekleri, hem de uzmanlar tepki göstermeli bence.
ŞİKÂYETLER
RTÜK’e 2007 yılının ilk beş ayında şikâyet yağmış. En çok şikâyet alan konuların başında:
-Çıplaklık,
-Argo kelime kullanımı,
-Şiddet görüntüleri,
-Nikâhsız hayatı özendiren hayat hikâyelerine yer verilmesi geliyormuş.
-Reklâmlar: Reklâmlardaki cinsellikle ilgili ögelerin özellikle çocuklar ve aile üzerinde olumsuz etki oluşturması ve insanların aşırı tüketime yönlendirilmesi...
-Haber programlarında, geleneklerimize uymayan ve daha çok magazin muhtevalı konuların seçilerek işlenmesi ve bunların çocuklar ile gençler üzerinde olumsuz etki oluşturması, özellikle trafik kazalarında, polisiye olaylarda ve şiddet olaylarında yaralı ve ölü insanların görüntülerinin açıkça, perdeleme yapılmadan yayınlanması...
-Ekrandaki yarışmalarda seviyesizliğin yaygınlaşması...
-Toplumsal değerlerimiz dikkate alınmadan nikâhsız beraberliklerin anlatılması ve bunun çocuk ve gençlere kötü örnek olacak şekilde, iyi bir durum gibi sunulması... Cinsel tercihi farklı bazı insanların program sunuyor olması...
-Spor programlarında, spor ahlâkına yakışmayacak küfür ve argo ifadelere yer verilmesi, el kol hareketlerinin yapılması...
-Talk Show programlarında, geleneklere aykırı davranışlar sergilenmesi, sunucuların ve katılan san’atçıların kıyafetlerinin çok açık olması... gibi şikâyet listesi RTÜK’ün dosyasında yer aldı.
Bu şikâyetler, Türkiye’deki televizyonculuğun bir gerçeği... Seyirci “bilinçlendiği” takdirde programcılarımız umarız kendine çekidüzen verir.
13.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|