Başlıktaki cümle bir hadis-i şerifin meâli. Allah Resûlü (asm) öyle buyuruyorlar: “Allah’ım, hayat ancak ahiret hayatıdır.”1
Dünya veya ahiret hayatını iyi anlayabilmek için âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerin gözlüğüyle bakmak gerekir. Tâ ki her şey yerli yerine otursun, kamet-i kıymetince değeri olsun.
Ahireti bilmeyenler dünyanın cazibesine kapılır, ebedî dünyada kalacakmışcasına dünyaya sarılırlar. Oysa ne kazansalar ahirette kazanabilecekleri yanında ismi bile edilmeyecek kadar küçük, eğer kaybederlerse kaybettikleri de dünyada kaybettikleri yanında bir hiç hükmündedir.
Bir hadis-i şeriften öğrendiğimize göre bir insan elini bir deryaya daldırsa ancak eli ıslanır. O parmağa bulaşan suyla derya arasında fark dünya ile ahiret arasındaki fark gibidir.2
O halde dünyanın bütün şaşaa ve güzelliğine rağmen Cennetin yanında çok sönük, hatta zindan gibi kalacağını düşünmek gerekir.
Ya dünyanın ıztırapları? Dünya sıkıntı ve ıztırapları da Cehennem azabı yanında çok cılızdır.
Eğer Cennetin güzelliğini dünya gözüyle görebilseydik, dünyaya iltifat bile etmezdik. Peygamberimiz (asm) dünyanın onca sıkıntı ve ıztırabını çekmiş, âdetâ çekmedik birşeyi kalmamış bir kimsenin Cennete bir kere daldırılıp, “Ey Âdemoğlu, sen hayatında hiç çile, sıkıntı ve ıztırap çektin mi?” diye sorulduğunda, “Hayır vallâhi, hiçbir sıkıntı ve ıztırap çekmedim” diyeceğini bildirir.
Yine dünyada en lüks, konforlu, şatafatlı hayatı yaşamış bir kimse de Cehenneme bir kere daldırılıp, “Dünyada hiç gün gördün, hayattan tat aldın mı?” diye sorulduğunda onun da, “Vallahi, görmedim ya Rabbi”3 diyeceğini anlatır.
Demek dünyanın bütün zevk ve lezzetleri, Cehennem azabının yanında bir hiç hükmündedir. Yine dünyanın ne kadar çok çekilirse çekilsin bütün çile ve ıztırapları, Cennetin güzelliklerini görünce hiç yaşanmamış gibi unutuluverecektir.
Bu durumda insanın en önemli meselesi orada azaptan kurtulmak, mutluluğa ermek olmalı değil midir?
Oraya ise insan ancak amelini götürür. İman ve imanın gereği olarak yaptığı ibadet ve hayırları… İnsanın gerçek sermayesi bunlardır. Para-pul, makam-mevki, şan şöhret, dünya namına ne varsa hepsi burada kalır.
Dipnotlar:
1- Riyâzü’s-Sâlihîn Terc. ve Şerhi, (Müslim’den), 1: 499.
2- A.g.e. (Müslim’den).
3- A.g.e., (Buhârî ve Müslim’den), 1: 498.
28.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|