Ankara’da sıcaklık hayli artıyor. Herkesi hararet bastı. Tabiî bu hava sıcaklığındaki bir artış değil, bazılarının “Çankaya savaşları” diye isimlendirdiği cumhurbaşkanlığı seçim takviminin başlaması dolayısıyla artan sıcaklığın meydana getirdiği hararet…
Bir taraftan Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı adaylık başvurularının başlayacağı 16 Nisan’a 9 gün kala, Çankaya Köşkü’ne kimin çıkacağına yönelik çalışmalarını arttırırken, diğer taraftan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını istemeyen çevrelerde hareketlilik gözleniyor.
Yaptığı anketlerle önce teşkilâtının görüşünü olan Başbakan, şimdi de bire bir görüşmeleri başlatarak milletvekillerinin nabzını tutmaya çalışıyor. Erdoğan milletvekilleri ile gruplar halinde görüşürken, “Nasıl bir cumhurbaşkanı isterseniz?” ve “Çankaya’da kimi görmek istersin?” diye soruyor. İl başkanlarının “eğilimini” de alacak olan Erdoğan’ın bu turlardan sonra Bülent Arınç ve Abdullah Gül’le görüşmesi bekleniyor. Son olarak da partisinin MKYK’sının görüşünü aldıktan sonra kararını vereceği de söyleniyor. Erdoğan bu arada bazı sivil toplum örgütleri ile de görüşüyor.
AKP milletvekillerinin bir bölümü, Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasından sonra partinin oylarının azalacağını düşünse de bunu sesli dillendiremiyorlar. Erdoğan, bu turlarla Çankaya’ya çıkması durumunda partisinin durumunun ne olacağını bu “nabız toplantıları” ile görmek istiyor.
* * *
Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili olarak her ortamda espriler yapılıyor. Bir taraftan da Erdoğan’ın yüzünü güldüren olaylar da oluyor. “Bu ortamda cumhurbaşkanlığı seçiminin ‘c’sini bile konuşmak istemiyorum” diyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın geçen hafta Savunma Sanayii toplantısında, kimilerince “dil” sürçmesi olarak değerlendirilen Erdoğan’a “Sayın Cumhurbaşkanım” demesi üzerine başta Başbakan olmak üzere oradakilerde şaşkınlıkla karşılanmış, ancak hatasının farkına varan Büyükanıt’ın sözlerini “sayın başbakanım” diye düzeltmiş olmasına rağmen, bu “dil sürçmesi” geçen hafta sıkça konuşulan konular arasında yer aldı.
Tabiî bu dil sürçmesi en çok AKP’lileri sevindirdi, “Allah söyletti” diyenler bile oldu. Askerin Köşk seçimine günler kala bu konudaki sessizliği demokrasiyi ve halkın iradesini savunanları daha da sevindiriyor. Ümit ederiz ki, bu tavır 16 Mayıs’a kadar devam eder.
* * *
Tabiî “olmaz, olamaz, olmamalı” diyen cephe de boş durmuyor.
Ana muhalefet, Köşk seçimiyle ilgili ortamı germe söylemlerine devam ediyor. CHP, “Erdoğan, Çankaya’ya çıkarsa anayasaya göre yargılanmaması için hiçbir neden yoktur. Yeni parlamentonun bunu yapması boynunun borcudur. Mahkûm olursa da oradan aşağıya iner” diyerek “haftalık bombası”nı patlattı!
ADD önderliğindeki “ulusalcılar” ise, önümüzdeki hafta bugün (14 Nisan 2007) Ankara’da “cumhuriyet mitingi” yapacaklar. Ulusalcıların mitinglerinde “Türkiye’nin hayırlı evlâdı” dedikleri Tuncay Özkan yine ön plânda olacak mı, göreceğiz. Katılımın yüksek olması için bazı üniversitelerin “Öğrencileri eyleme götürmek için üniversitedeki sınavları ertelediler” haberleri gazetelerde yer aldı. Önümüzdeki hafta tartışılacak ve ortamı gerecek en önemli olayın bu olması bekleniyor.
Tabiî YÖK de boş durmadı. Cumhurbaşkanlığı ile ilgili açıklamayı “sorumluluk” kabul ederek, “Tarafsız cumhurbaşkanı” istediklerini söyledi. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, bir yandan “Meclis kararına karşı çıkma gibi bir durumum olamaz” derken, diğer yandan 3 Kasım seçimlerini “adaletsizlikle sonuçlanan bir seçim” olarak nitelemeyi de ihmal etmedi.
Bu arada, Yargıtay Birinci Başkanlığı, 4 yıllık görev süresi 20 Mayıs’ta dolacak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’un yerine aday belirleme seçimini erkene aldı. Başsavcılık için adaylar 12 Nisan Perşembe günü yapılacak seçimle belirlenecek. 15 Nisan’da HSYK’da seçim yapılacak.
* * *
Bütün bu karışıklık içinde, şimdi Ankara’da Başbakan Erdoğan’ın ne yapacağı bekleniyor. Bir kararsızlık mı var, yoksa bütün görüşmelerden çıkan sonuca göre mi karar verecek, herkes merakla bekliyor.
Başbakan’ın, teşkilâtını, milletvekillerini, bazı sivil toplum kuruluşlarını dinledikten sonra karar vermesi doğru bir yoldur. Ancak şu aşamada seçilecek 11. cumhurbaşkanı için gerginliğe meydan vermeden AKP’nin “tek başına belirleme anlayışında ısrar ediyor” görüntüsüne yol açacak söz ve davranışlardan kaçınması gereklidir. Çünkü seçilen cumhurbaşkanı AKP’nin değil, bütün Türkiye’nin cumhurbaşkanı olacaktır.
Son söz olarak bu konuda her zaman tekrarladığımız şu cümleyle yazımızı bitirelim.
Bu tartışmalarda demokrasi ve milletin iradesi kazansın...
07.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|