Gençlerdeki müsbet değişim ve gelişim, birilerini rahatsız ediyor. Işıktan rahatsız olanları da anlamak lâzım; çünkü gençleri din ve diyanetten uzak tutmak için olmadık ‘oyun’lar oynayan, ‘plan’lar yapan ‘şebeke’ler gayretlerinin boşa gittiğini görüyorlar.
Gençlerle yapılan bir anketin yankıları sürüyor. Hatırlamak lâzım, ankete katılan gençlerin büyük çoğunluğunun ‘Cuma namazına giderim’ cevabı vermesi bazı yazarları üzmüş ve bu gelişmeyi “Türkiye karanlığa gidiyor” diye yorumlamışlardı. (Hürriyet, 28 Ekim 2006)
Aynı araştırmanın devamında yine bir kısım ‘aydın’ları üzen neticeler çıkmış. (Bazı okuyucularımız, böyle kişilere ‘aydın’ dememize itiraz ediyorlar. Bu bakımdan onları ‘kendisini aydın kabul edenler’ şeklinde sınıflandırmak belki daha doğru olur. Her ne ise...) Ankete katılan gençlerin yüzde 83.4’ü (hadi yüzde 83 diyelim) “İsteyen başını örter” demiş. (Sabah, 2 Kasım 2006)
Haberde—özetle—şu bilgiler de yer alıyor: “10 gençten 8’i ‘İsteyen kadın başını örter’ diyor. Kentlerde yaşayan 15-22 yaş arası genç kızların yüzde 9.1’i türbanlı. Gençler bu konuda ‘büyüklerine’ oranla daha demokratlar. Araştırmaya katılan 15-22 yaş grubu arasındaki gençlerin yüzde 83.4’ü ‘Sizce kadınlar başlarını örtmeli mi örtmemeli mi, yoksa isteyen mi örtmelidir?’ sorusuna ‘İsteyen örtmelidir’ cevabını veriyor. Oysa bu soruya yine TNS-Piar’ın geçen yıl yaptığı profil araştırmasında 25 yaş üstü yetişkin nüfusun yüzde 66’sı ‘İsteyen başını örter’ cevabını vermişti. Her 10 gençten 8’inin ‘İsteyen başını örter’ görüşünü savunması yetişkinlere oranla daha serbest düşünce yapısında olduklarını gösteriyor. Kızların yüzde 86.2’si başlarının açık veya kapalı olması sebebiyle sosyal çevrelerinden tepki almıyor. Gençlerin yüzde 57.2’si kendisini “dindar” olarak tanımlıyor.”
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, araştırmayı yorumlarken şöyle demiş: “Bu araştırma gençlerin türbanı bir siyasî mesele olarak görmediklerini gösteriyor. Dinî belki de büyük ölçüde kişisel tercih olarak görüyorlar.” (agg)
Gençlerin söylediği ve uzman sosyoloğun da tasdik ettiği şey, milletin de yıllardan beri dile getirdiği ‘doğru’lar değil midir? Her defasında başörtüsünün ‘simge’ olduğunu iddia edenler bu tesbitler karşısında ne diyecek? Gençler başörtüsünü ‘siyasî bir simge’ olarak görmüyor ve daha da önemlisi kendilerine sorulduğunda çok yüksek bir oranla “İsteyen başını örter” diyor. Daha ne desinler? Hadisenin özü burada gizli: Başörtüsü takmayı yasaklamak kabul gören bir uygulama değil!
Her zaman tekrarlıyoruz: Özgürlükle ilgili konular ‘anket’lerle belirlenemez. Ayrıca her ankette ‘hata’lar da olabilir. Ama bu konuda yapılan tek bir ankette değil, şimdiye kadar farklı zaman ve kişilerce yapılan onlarca ankette aynı/benzer neticeler çıkıyor. Yani başörtüsünün yasak olmaması noktasında halk nezdinde bir ‘uzlaşma’ var. Büyük ekseriyet kanunsuz yasağa karşı çıkıyor. Anketler bunun delili.
Gençlerin ve ‘ihtiyarlar’ın yüzde 80’inin “Başörtüsü yasağına hayır” dediği bir ülkede, kanunsuz yasak devam edebilir mi? Edemez ve etmemelidir. Eğer demokrasi var ve ‘milletin dediği olacak’ ise mevcut kanunsuz yasak bir an önce sona ermelidir.
Milletin verdiği bunca desteğe rağmen, ‘tek başına iş başına’ gelenlerin bu konuda kalıcı bir adım atamamış olması gençleri de kahrediyor, bilinsin...
03.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|