İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin yaptığı bir anket, Türkiye’de her yüz kişiden 62’sinin ‘ne olursa olsun işkenceye karşı’ çıktığını ortaya koymuş. Dünya ortalamasının da üstünde olduğu ifade edilen bu rakam, bazı ‘uzman’ları şaşırtmış.
BBC Dünya Servisi, Mayıs-Temmuz aylarında, 25 ülkede ve 27 bin 407 kişi üzerinde bu araştırmayı gerçekleştirmiş. (Star, 20 Ekim 2006) Araştırma neticelerine göre işkenceye en fazla karşı çıkanlar yüzde 81 ile İtalyanlar olurken, onları yüzde 75 ile Avusturya ve Fransa izlemiş. Amerika ise bu konuda Türkiye’den de geri kalmış, yani dafa fazla ‘işkenceci’ çıkmış.
Araştırmayı değerlendiren sivil toplum kuruluşları ve aydınlar, Türkiye’de ‘işkenceye hayır’ diyenlerin sayısının yüksek çıkmasından memnun. Bazı aydınlar, sevinmekle birlikte ‘şaşırdıklarını’ beyan ederken, bazıları da temelde güvensizlik problemi olduğunu söylemiş. Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ercan, araştırmayı şöyle değerlendirmiş: “‘İşkence yapılmalı’ diyenler de aslında işkencenin kendisini savunmuyor, suçun engellenmesini önceliyor. Burada ne soru sorulduğu çok önemli. Soru; ‘siz ya da bir yakınınız bir bombanın patladığı yerde bulunsanız ve polis şüphelenip size ya da bir yakınınıza işkence yapabilir mi?’ diye sorulsa ‘hayır’ cevabını verecekler. O bakımdan bu oran daha da yüksektir aslında.”
Araştırmayı değerlendiren siyasetçiler ise, daha fazla kişinin ‘işkenceye hayır’ demesini beklediklerini ifade etmişler. İşte birkaçı: DYP Genel Başkanı Ağar: “İşkence hiçbir şekilde kabul edilemez. Türk halkı hep karşıdır, bu sonuç da yanlışlıklara ağır tepki.”
CHP Grup Başkanvekili Koç: “Az bile çıkmış.”
AKP’li Fırat: “Anketin sonucu yüzde 99 olmalıydı. Üzüldüm. Kim olursa olsun işkence kabul edilemez. Gayriinsanî bir şey.”
Ekseriyetin Türkiye’de ve dünyada ‘işkence’ye karşı olması hayra alâmettir. İnsanlık, haksızlık karşısında susmazsa, haksızlar hizaya gelebilir. Siyasetçiler, yaptıkları değerlendirmede işkenceye karşı çıkanların sayısını az bulmuşlar. Belki haklılar, ama bunun kabahatinin biraz da ‘sistem’de olduğunu bilmelerinde fayda var.
İşkence başta olmak üzere her türlü ‘fena muamele’ yapanları koruyan ve kollayan ‘birileri’ mutlaka çıkıyor. Siyasetçiler, yanlış yapanlara sahip çıkmaktan vaz geçerse ‘fena muamele’ler hızla azalır. Bunun yolu da, gücünü milletten alan siyasetçilerin işbaşına gelmesidir.
Her ne suretle olursa olsun; maddî ve manevî işkencelere samîmî olarak karşı çıkalım ki, ‘sıra’ bize gelmesin!
*
Chirac da 301’lik olmuş
Hürriyet’in haberine göre, Ankara Barosundan 3 avukat, “Türklüğü ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni aşağıladığı” iddiasıyla Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac hakkında suç duyurusunda bulunmuş. (21 Ekim 2006)
Böyle devam ederse TCK 301. madde ‘tarih’e geçecek!
22.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|