88 olarak geçiyor. Sırada rakı geliyor... Kızlarda ise şarap... Alkol kullananların yüzde 37’sinin babaları da alkol tüketiyor ve bu gençlerin yaklaşık yüzde 10’unda alkol problemi bulunuyor... Alkol tüketimi lise yallarında başlayıp, üniversite yıllarında artıyor... Hatta geliri yüksek olanlarda bu problem daha sık karşılanıyormuş.
Avrupa Birliğine hazırlanan Türk gençliğinin hal-i pürmelâli ortada.
Her gün “dinin karalandığı,” “mütedeyyin insanların” irticacı, yobaz damgası yediği bir ortamda, Türk gençliği kendine hangi modeli esas alacak?
Önünde iki yol var.
Ya “dinine sahip çıkıp, ebedî hayatını kurtaracak,” ya da eğlence ve sefahet dolu bir hayatı tercih edip, ebedî hayatını da yakacak!
“ULUSAL REFLEKS”
RTÜK’ten çağrı. Kime mi? Özel kanallara.
Diyor ki: ‘’Fransız filmi yayınlamayın’’
Neden?
Malum, Fransa Milli Meclisi’nde kabul edilen “sözde soykırımı inkârı suç sayan karara tepki olsun diye.
Türkiye pazarında Fransız filmleri, ABD ve Türk yapımlarının ardından üçüncü sıradaymış.
CNBC-e’de zaman zaman “Dünya Sineması kuşağında” Fransız filmleri yayınlıyor.
İlâve olarak, D Çocuk’ta Fransız etiketi taşıyan çizgi filmler var. Hatta bir de çocuk programı var:
Yani, Fransız yapımların Türkiye’deki payı yüzde 10...
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Şaban Sevinç, RTÜK’ün Fransız yapımlarına yönelik kararının radyo ve televizyonlar üzerinde bir yaptırımı olmadığını da hatırlatıyor.
Ama:“İyi ilişkiler içinde olduğumuz radyo ve televizyonlardan Türkiye’nin bu konudaki ulusal refleksine katkıda bulunmalarını bekliyoruz. Zaten yayıncı kuruluşlarımız ve basınımız bu konuda oldukça duyarlı. Biz aldığımız kararla bu duyarlılığın altını bir kez daha çiziyoruz” diye konuşuyor.
Bu tür “refleks”te mutabakat ne kadar önemli.
Acaba diyorum, böyle “ulusal refleks”ler göstermek yerine, başıboş ve ahlâksız yayınlara karşı tepki gösteremez miyiz?
BALYOZ HABER
AKP Milletvekili Fevzi Berdibek’i kutluyorum.
Kimsenin aklına gelmeyen bir konuyu alıp, gündeme getirdi.
Başbakan Erdoğan’ı kurtaran “balyoz”u yüklü bir parayla satın alıp, makamına getirtti. Tipik “taşra” hareketi.
Berdibek, bu balyoza “manevî bir anlam yükleyerek” söz konusu balyozu “Ömrüm boyunca saklayacağım” diyor muhabirlere.
“Benim için manevî bir değeri oluştu. Yanımdan ayırmayacağım. Başbakan’ımız isterse ona veririm. Onun dışında kimseye vermeyip saklayacağım” diyor.
Camın kırılması sırasında sapı çatlayan balyozu, Feyzi Berdibek, Meclis’teki makam odasında “özel bir köşede” tutacakmış.
Berdibek’in bu haberini görünce ister istemez:
“Reklâm kokan haber bunlar, reklâm!” demeden geçemedim.
21.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|