Hürriyet gazetesinin önceki günkü manşetini gördüğümde “Yine irtica servisi” yapılmış dedim.
Kocaman manşet:
“Cüppesiz Ahmet Hoca!”
Kocaman fotoğraf:
Jet-ski’ye binmiş iki kişi. Önde jet/ski kul-lanan kişinin yüzü flû, arkadaki ise Cüppeli Ahmet Hoca!
Gazetenin başmuharriri muhtemel gelecek tepkilerin önünü kesebilmek için hemen köşesinden cevap yetiştirmiş:
“Dini hassasiyeti bulunan medyadaki arkadaşlarımı şimdiden uyarıyorum. Sakın bu fotoğraflara bakıp, ‘Yine 28 Şubat hortlatılıyor’ demeye kalkmayın. Çok zor durumda kalırsınız. Sadece zor değil, çok komik durumda kalırsınız.”
“Sakın o malum komplo teorilerinden medet ummayın. İyi saatte olsunlar edebiyatı yapıp bu fotoğrafları bize ‘derin devletin’ servis yaptığını söylemeyin. Hatta ima etmeye dahi kalkmayın. Fena halde faka basarsınız.”
“Bu fotoğrafları bize kim verdi biliyor musunuz? ‘Dini bütün’ Müslümanlar” diyor.
Safız ya... İnandık!!!
Mühim olan o fotoğrafların kimin verdiği değil. “Zamanlaması.”
Suçu sabit olmamış birini manşetlerden duyurarak, kamuoyunda adeta “suç”lu muamelesi yapmak hangi gazetecilik ahlâkıyla bağdaşıyor?
Öyle, “ahlâkî” mesajlar vererek, “hokkabaz teşhiri” yaptığınıza zaten kimse inanmıyor!
Bu bal gibi “servis haber.”
Eğer “birileri servis” yapmadıysa, neden Uğur Dündar’ın Arenası’nda (CNN Türk, Kanal D) o görüntüler teşhir ediliyor?
Hatta, bir sonraki gazetelerde yine çarşaf çarşaf o fotoğraflar yer alıyor?
Medyaya servis yapılmasaydı, o fotoğraflar yayınlanır mı, televizyonda o görüntüler ekrana gelir mi?
Bal gibi yeni “28 Şubat”lar üretiliyor. Medya yine “irtica” teraneleriyle “birileri”ni vazifeye çağırıyor.
Yuh size!
Tarihten hâlâ mı ders almadınız?
BUDANAN “KIRCA”
Haberi “Haber 7”de okudum: Ali Kırca medyadan budanıyor... deniyor.
Malum “gizli görüntülerin açığa çıkmasından” sonra atv’deki işinden yavaş yavaş el çektiriliyormuş.
Siyaset Meydanı da artık arşiv...
Malum, Siyaset Meydanı 12. yılını doldurdu. Kırca’ya ekran ambargosu yok belki, ama “kısmî ekran yasağı” da uygulanıyor.
Haber 7’ye göre: Siyaset Meydanı program ekibi sesiz sedasız dağıtıldı; yönetmenin işine son verildi.
Kırca’nın bu saatten sonra haber sunması zaten düşünülemezdi. Hem inandırıcılığı açısından, hem de habercilik açısından.
Yerinde bir karar.
28 ŞUBAT SİLAHŞÖRLERİ
Düşünüyorum da. Şu son “irtica” haberleri 28 Şubat dönemini hatırlatıyor.
28 Şubat “anchorman”ları hepsi bir yerlere savruldu.
Fatih Altaylı:
Hürriyet gazetesi köşesine veda etti. Şimdi Sabah’ta... Kanal 1’in en tepe yönetiminde.
Uğur Dündar:
Star’a üflendi. Sonra, kürkçü dükkânına Hürriyet’e ve Kanal D’ye geri döndü. Hızlı “irtica” haberlerini bıraktı, “gıda” sektörüne el attı. Öyle görünüyor ki, yine “irtica” haberlerine dönüş yapacak...
Reha Muhtar:
Hızlı “anchorman” Muhtar, artık haber programı yerine, “şov” yapıyor. Milleti eğlendiriyor. Magazin gündeminden inmiyor. Kendi adını taşıyan programla “kült” olmayı amaçlıyor.
Ali Kırca:
Malum... İğrenç görüntülerle bir müddet kamuoyunu meşgul etti. Zaten haberciliği de “soft”laştırdı. Bir müddet Reha Muhtar haberciliği yaptı. Tutmadı. Balonu söndü.
Görülüyor ki, 28 Şubat’tan en kârlı çıkan Fatih Altaylı oldu!
12.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|