Televizyon kanallarında Ramazan’da da tahribat tüm hızıyla sürüyor.
Bir yandan “devlet” kademesinde “îrtica” senfonisi çalınırken, öte yandan özel kanallar, gençliği sefih duygulara özendirmek için ellerinden gelen çabayı sarf ediyor.
Star televizyonunda “Popstar Alaturka” yarışması var. Bu yarışmada Zeynep Fidan Durman isimli bir kız, yarışmanın finalistlerinden. Buraya kadar her şey normal.
Anormal olan, meğer bu genç kızın bir zamanlar Emniyet Müdürlüğü’nce aranıyor olması... Hem de bir zamanlar evli olduğu eşi tarafından verilen “kayıp” ilânıyla.
Eski eş, bir gazeteye verdiği açıklamada diyor ki:
“Zeynep’le evlendik ve Sakarya’ya yerleştik. Ancak Zeynep’in gözü yükseklerdeydi. Bir takım yerlerde çalışmak için evden kaçtı. Uzun süre aradım ama bulamadım. Bunun üzerine polise kayıp başvurusunda bulundum. Daha sonra Zeynep ortaya çıktı ve biz boşandık.” (Posta)
Meğer şöhret için genç kız evliliği bırakıyor, sırra kadem basıyor... İzmir’de bazı pavyonlarda çalışıyor ve televizyonda gördüğü “Popstar Alaturka”ya katılarak, şöhrete ilk adımlarını atıyor.
Genç kız “evliliği” elinin tersiyle iterek, şöhrete doğru koşarken, aslında “benliğini” ve “ruhunu” kaybediyor.
Nice “şöhret”ler bu gün nerede?
Asıl şimdi “kayıp aranıyor” ilânını vermek lâzım.
TARTIŞMA ve TARAF
Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’ın sözleri tartışılıyor medyada.
Büyükanıt’ın TESEV raporunu eleştiren sözleri sebebiyle Gülgûn Feyman, raporu hazırlayan Lale Sarıibrahimoğlu’nu telefonla konuk ediyor haber programına. (Habertürk)
Ama o ne?
Tartışma “kavga”ya dönüşüyor.
Ve konuk, “terbiyesiz” diyerek canlı yayını terkediyor.
Feyman, yüzüne kapanan telefonun ardından, ‘terbiyeyi sizden öğrenecek değilim’ yorumunu yapıyor ve sonra yayınına hiçbirşey yokmuş gibi devam ediyor...
Bunca yıldır haber spikerliği yapan Feyman, bu konuda “taraf” olmayacağını bilmeli. Eğer “taraf”sa bunu belli etmemeli, üstelik canlı yayında.
Biliyorum, “tereciye tere satılmaz” ama profesyonellikle, duyguları birbirine karıştırmamalıydı.
TÜRBAN
Seda Sayan da, nasıl gündeme geleceğini, diğer meslektaşları gibi biliyor.
Önceki günkü yayınında, “türban” takarak sahneye çıktı.
Bir kıyamet, bir kargaşa.
Diyorlar ki, “Seda Sayan'ın ucuz şovu Kanal D’ye yakıştı mı?” (Basın)
Yine diyorlar ki:
“Her an dekolteleriyle ekrâna çıkan Seda Sayan bu kez reklâmını yapacağı türban firmasının (Tekbir Giyim) üç kuruşu uğruna türban takıp canlı yayına çıktı.”
Hatta:
“Bari Büyükanıt Paşa konuşurken bunu yapmasaydı” diyenler var.
Çünkü aynı saatlerde Büyükanıt’ın konuşması bir çok televizyon kanalında verildi.
Ne diyordu Büyükanıt:
“İnsanımızı çağdışı görünüme sokmak isteyenler yok mu? Var. O halde irtica vardır.”
Şu ekranda yaşananlar öylesine garip ki?
Komedi mi, yoksa trajedi mi?
Yoksa “drama” mı?
Adını siz koyun.
AŞAĞILAMA
Hani “Elif Şafak”a “Türklüğü aşağılıyor” diye dâvâ açanlar veya mahkeme kapısı önünde “tartaklayanlar” var ya... Onlar galiba “Survior”u izlemiyor. (Show TV)
Türk ve Yunan yarışmacıların ayrı ayrı adalarda kalarak yarıştığı bir yarışma bu.
Daha ilk elemelerde, Yunanlı sunucunun “Türkleri savaşçı, yabani” gibi sunmasından ve ileriki bölümlerde, “aşağılama”lardan kimse “rahatsızlık” duymadı mı?
Arz edelim dedik.
04.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|