Tarihimizi ne kadar koruyoruz? Topkapı Sarayı Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı, bunu çok net anlatıyor.
Diyor ki, “Parasız kaldık.” (TGRT Haber)
Müzelerin ancak toplumun ilgisi ve iyi restorasyon çalışmalarıyla ayakta kalabileceğini söylüyor Ortaylı.
Mehmet Soysal’ın hazırladığı “Baş Başa” programına konuk olan Ortaylı, “Dünyanın hiçbir ülkesinde müze restorasyonu bitmez. Özellikle hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde çalışmalar iki kat önem arz eder. Ancak bunların doğru yapılması çok önemli.”
Müzeden amacı dışında yararlanmak isteyenler olduğuna da dikkat çeken Ortaylı, toplumda müze gezme şuurunun olmadığını söylüyor, “Milletimiz tarihi sadece okuyor, somut malzemelerle temellendirmiyor. Türk milletinin müzeye gitme alışkanlığı yok. Bu, müzik dinlemeye benzer. Klasik Türk müziğini hemen dinleyip sevemezsin, zaman ister. Müze gezme kültürünün yerleşmesi de zaman ister” diyor.
Zaten “gerçek tarih” okunmasın diye yırtınanlar, müzede barınan eserlere de ehemmiyet vermiyor.
VATANDAŞ HAREKETİ VE DUÂ
“Vatandaş Hareketi” diye bir mektup geldi.
Tepkililer:
“İftar duâmızı istiyoruz!” diyorlar.
Hani, TRT’de 30 yıldır iftarda, akşam ezanından sonra okunan bir duâ vardı ya...
Şimdi bu hareketi tetikleyenler soruyor:
“Ne oldu da TRT 2005 yılında bu duâyı yayınlamadı?”
“Oysa çocuklarımız ve gençlerimiz bu duâ ile büyüdü. Yurt içi ve yurt dışında milyonlarca dinleyici ve seyirci oruçlarını bu duâ ile açıyordu” diyorlar.
Son olarak:
“TRT’ye sesleniyoruz: Duâmızı istiyoruz! Halkla inatlaşma olmaz! Halkın vergisiyle yaşayan bir kurum halka rağmen iş yapamaz! Halk ne istiyorsa o! Duâmı geri ver!” diyorlar.
Bilindiği gibi, bu duâ, Dr. Faruk Ermemiş tarafından kaleme alınmış. Deniliyor ki, “hiçbir telif ücreti istemedi ve almadı. Onu milletine armağan etti.”
TRT’den bu duâ 2005 yılında kaldırıldı deniyor. Tepki gösterenler niçin bir yıl bekledi?
TRT hükümete bağlı. Hükümette de AKP olduğuna göre... Yoksa, “tepki”nin kaynağı “Söğüt”e mi dayanıyor diye düşünmedim değil.
15 MİLYONLUK SUNUCU
Hani bir zamanlar “Bir Milyon Dolarlık Adam” diye bir dizi vardı. 1970’li yıllarda çok izlenen ve tartışılan diziydi bu.
Kaza geçiren bir hız tutkunu, vücudunun belli yerlerine takılan robot eklemlerle “bionik adam” oluyor ve kötülerin cezasını veriyordu.
Galiba “bir milyon dolar”ın hükmü kalmadı. Şimdi 15 milyon dolara bir kadın “anchorwoman” başka bir televizyona transfer oluyor. Vücudunun hiçbir yerinde “mekanik” bir parça yok. O bir robot da değil.
Ve 15 milyon dolara transfer olan ünlü sunucu Katie Couric’in ilk yayınını yaklaşık 14 milyon kişi izlemiş. Yani aldığı ücretin hakkını veriyor.
Peki bizim “anchorwoman”lar ne yapıyor?
Onlar magazin ve siyasetle iç içe olduğu için, doğru ve tarafsız bir habercilik yapmaktan çok uzak.
ÇELİŞKİ
TGRT’de “değişim” kendini gösteriyor.
Hülya Avşar’ın polemik oluşturan görüntülerini İdil Çeliker monitörden gösterdi. (Emel’ce Sabahlar) Genel ahlâka mugayyirdi.
TGRT yetkililerine seslenmek istiyorum:
Bu tür görüntüler artacaksa, sabah ekrana getirdiğiniz “Huzura Doğru” programını yayından kaldırın...
Hiç olmazsa, “çelişki” ortadan kaldırmış, “ikilem”den kurtulmuş olursunuz!
19.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|