Doğrusu eski televizyon programcısı Aziz Üstel’den “talk-show”lara tepki gelmesi beni şaşırttı.
Üstel, show programlarının büyük bir bölümünü “kötü ve niteliksiz” buluyormuş. (Zaman)
Diyor ki: “Reyting uğruna her türlü seviyesizlik yapılıyor.” Bazı anektodları alalım:
*Reyting için illa da soytarılık yapmak gerekmez. Türkiye genelinde insanların birbirlerine olan hitap tarzları da dahil, her açıdan müthiş bir erozyon var.
*Türkiye’de yayınlanan programların büyük bölümü o kadar niteliksiz ki. Ama yine de yıllardır izleniyor. Bunun genel kültürle ve insanımızın beğeni düzeyiyle ilgisi var. İnsanımız, televizyondan bir şey öğrenme peşinde değil. Onu sadece eğlence aracı olarak görüyor.
*Ekranı içerik olarak da, düzey olarak da beğenmiyorum. Haber programları dahi düzgün değil. Burnumuzun dibindeki olayları derinlemesine ele alacak bir program yapılmıyor. Meselâ Lübnan’da savaş neden başladı, nasıl başladı insanlar bunu ayrıntısıyla merak eder.
*Karşındaki insanı küçük düşürmek, ona hakaret etmek günümüzde moda. Kimse aslının farkında değil; bunu yapınca sen kendini küçültüyorsun. İnsanın emeğiyle dalga geçmek kadar kötüsü yok. Ben yapmadım demiyorum; ama şimdi dönüp bakınca ne kadar yanlışmış diyebiliyorum.
Aziz Üstel’in bu sözlerini kayıtlara aldık. Ancak Üstel, katıldığı spor programlarındaki konuşmaların düzeyini de ilave etseydi, fena olmazdı.
SULULUK ÖRNEĞİ
Medya patronu Aydın Doğan, Kanal D yelpazesini genişletti.
Euro D, D Max, D Plus, Emlak TV, D Yeşilçam, Sinemax, Dream TV, Dream Türk, Beşiktaş TV, FB TV, D Spor, D Hipodrom ve D Çocuk.
D Çocuk’ta, “Çocuk Kulübü Konuşuyor” bölümü var. Burada dizi filmlerde irili ufaklı rollerde oynayan, özellikle Hayat Bilgisi dizisinden tanınan (Kopil Ali) Serhan Arslan program sunuculuğunu yapıyor.
Daha doğrusu sunuculuk yaptığını sanıyor. Bu konuda pek başarılı olduğu söylenemez. Ama “sululukta” gerçekten başarılı.
Zaman zaman, çocukların düşünce dünyasından çok uzak konuları ele alıyor. Meselâ geçen haftaki bölümlerden birinde “aşk” konusunu işledi. Çocuklara kız/erkek arkadaşlığını an-lattı. Kız ve erkek çocukları kaldırıp, onlara dans öğretti(!) Karşılıklı “aşk” sözcükleri söyletti...
Oyun çağında olan çocukların kafalarına bu tür düşünceler sokması, gelişme çağında olan çocuklar için sakıncalı değil mi?
Dahası, “sanat” üzerine yaptığı bir bölümde, çıplak kadın heykelini çocukların gözü önünde, stüdyonun tam ortasına koydu. Bu ne aymazlık? Böyle “denetimsiz” çocuk programı olur mu? Daha şimdiden onların ruh dünyalarını kaldıramayacak düzeyde programlar yaparak nereye varmak istiyor?
Hem, bu tür programlar uzman denetiminde olması gerekmiyor mu?
Günü birlik program yapılacak diye, baştan savma ve yığma bilgilerle çocuk programı yapılmaz. D Çocuk yapımcıları önce kendi denetimini güçlendirmeli. Çocuk programı yapmak, günü doldurmak için yapılacak öyle basit bir iş değil. Hele “dolgu malzemesi” hiç değil.
07.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|