Eskiden 163, 141-142. maddeler, bugün ise 301. madde beynimize yapışmış, düşündürmek istemiyor. Ne yazık ki, sivil oluşumlarımız (cemaat, ekol ve tarikatlar); temel özelliğimiz, imanımız ve kültürümüz düşünce, fikir hürriyeti ile yoğrulduğu halde yasaklara karşı gerekli tepkiyi ortaya koyamıyor!
Oysa, beynimiz/zihnimiz, duygularımız, kalbimiz düşünme ve fikir üretmek için dizayn edildiğine göre tefekkür, insan olmamızın temel özelliklerindendir. Sonsuz tefekkür gücüne sahip bir maden yatağı gibi olan zihnimizi; düşünme teknikleriyle geliştirip, hem ona fevkalâde meziyetler kazandırabilir, hem de pek çok keşiflere imza atabiliriz. Aynı zamanda ruh-beden, kâinat ve metafizik âlemin enerji boyutlarıyla irtibat kurarak iletişim sağlayabiliriz.
Düşünme nedir, zihnimiz nasıl çalışır, nasıl fikir üretir, tefekkürün, meditasyonun metotları nelerdir? Düşünme, şuurluluk durumunu sağlayan enerjinin bedenî bölümü sinir sistemi adlı yapıdan, ruhî yanı da duygulardan, güdülerden kaynaklanır. Düşünen beynimiz değil, ruhumuzdur. Ruh, bunu beyin aracılığıyla yapar. Ruh bedenden uçup giderse, ceset düşünemez, konuşamaz, hareket edemez!1
Düşünme, hadise ve nesne yerine onların sembollerini kullanarak yapılan zihnî bir faaliyet; eşya ve varlıklar arasında bağ kurma; müşahhastan mücerrede (somuttan soyuta) geçme; gerçekçi düşünme; mantıkî prensiplere uygun akıl yürütmedir.
İnsanî bir özellik, bir vazife2 olarak da tanımlayabileceğimiz düşünme gücü, tefekkür; şuurlu olarak düşünmek, anlamak, araştırmak, fikir üretmek; bir şeyin hakikatini anlamak için onun üzerinde mantıklı, derin, etraflı, detaylı ve dikkatlice düşünmek, üzerinde yoğunlaşmak, zihnî faaliyet göstermektir. Maddeler halinde sıralarsak düşünme:
• Bir meseleyi çözme, halletme, anlamak için onu irade ile ele alma, çözmeye çalışma, teşebbüse geçme;
• Düşünüşü, bir başka düşünüşe çevirebilme, kaydırabilme, istikamet seyrini çizme;
• Bir konunun çeşitli yönlerini, değişik durumlarını sıralayarak zihninde tutabilme, koruyabilmedir.
Keşfedici, yüksek düşünce ise; sembol ve taslaklara dayanan düşünceyle gerçekçi düşünce arasında kurulan bağlantının sonucudur. Belirli bir zekâ seviyesi, bilgi, eleştirel, tetkikçi, inceleyici, esnek düşünme alışkanlığı; üstün bir zihnî çalışma ve derin bir tecrübe gerektirir.
Dünyada yüz buluş ve keşfin 97’si, düşüncenin serbest olduğu Batı ülkelerinde; 3’ü, yasaklandığı eski demirperde ülkelerinde ortaya çıkmış. Türkiye ise, maalesef demirperde havzasında yer aldı 83 yıldır. Ve hâlâ, düşünceye 301 prangası vurulmuş...
Dipnotlar: 1. Prof. Dr. Özcan Köknel, Prof. Dr. Kurban Özuğurlu, Prof. Dr. Güler (Aytar) Bahadır, Psikoloji, s. 47; 2. Sözler, s. 118.
03.11.2006
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|