Bir İslâm ülkesi olan Türkiye'de şu an itibariyle "yüksek faiz" politikası uygulanıyor.
Üstelik, dünyada ikinci bir emsâli gösterilemeyen bir yüksek faiz politikası.
Bu yüksek faizin kaymak tabakası da "ecnebi sermaye" tarafından alınıp götürülüyor. Burada değil, kendi ülkelerinde yatırıma dönüştürülüyor.
Esasında faizin hiçbir çeşidi, hiçbir şekilde savunulamaz.
Zira, İslâmın mukaddes kitabı Kur'ân'a göre, (Bakara, 275) "faiz haram" kılınmıştır.
Bize göre temel ölçü budur.
* * *
Faiz sistemi geliştikçe, faiz oranları yükseldikçe, "İslâmın köprüsü" olan zekât müessesesi zayıflamaya başlıyor. Bundan da kargaşa çıkıyor, niza çıkıyor; zulüm ve haksızlık meydan alıyor.
Uzak ve yakın tarihten bu hakikatin birçok misâlini zikretmek mümkün.
Bu hikmete binâendir ki, Üstad Bediüzzaman şu yorum ve tefsirde bulunur: "Âyet–i Kur’âniye âlem kapısında durup ribaya (faize) 'Yasaktır!' der. 'Kavga kapısını kapamak için banka kapısını kapayınız' diyerek insanlara ferman eder. Şakirdlerine 'Girmeyiniz! emreder... Beşer, salâh isterse, hayatını severse; zekâtı vaz’ etmeli, ribayı kaldırmalı. (...)
"Kur'ânın adâleti bâb–ı âlemde durup ribâya der: 'Yasaktır! Hakkın yoktur!' Dönmeli!
Dinlemedi bu emri beşer, yedi bir sille. (II. Dünya Harbi) Müdhişini yemeden bu emri dinlemeli. (Sözler; Lemâat, s. 709)
* * *
Ne hikmettir bilinmez, faize temelden karşı olması ve indire indire sıfırlaması beklenen mevcut hükûmet erkânı, hiç ama hiç oralı görünmüyor.
Kimi dindar gazeteler ise, uyarı vazifesini yapmak yerine, hükümettekileri âdeta teşvik edercesine ve "Bravo! İyi gidiyorsunuz. Devam edin" dercesine, onlara arka çıkıyor.
Yeni Asya'nın tavrı ise, tâ başından beri aynıdır: Hükümettekilerin doğrularına doğru, yanlışlarına ise yanlıştır demek.
Ortada kupürünü gördüğünüz haber başlıklarından üstteki Yeni Asya'ya, alttaki ise refikimiz Yeni Şafak'a ait.
Her iki haber de aynı konuda, aynı gün (8 Eylül 2007) çıktı.
Yeni Asya "Yabancıların faiz rantı" başlığı altında "Bir yıl önce yurt dışından döviz getirerek borsaya yatıranlar, dolar bazında yüzde 51'le başka piyasalarda 10–15 yılda elde edilebilecek bir kazancı sağladı" ifadesini kullandı.
Yeni Şafak ise, "Yüksek faiz, Türk ekonomisini koruyor" başlığı altında şu ifadelere yer verdi: "Unicredit Türkiye Uzmanı Evans, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele için faizi yüksek tutmasının, Türkiye'yi uluslararası krizlerin etkilerinden koruduğunu söyledi"
Birbirinden farklı bu iki bakış açısını sizlerin dikkatine sunarken, yüksek faiz politikalarının Türkiye için nasıl bir netice doğurabileceğini de, yine sizlerin mülâhazanıza havale ediyoruz.
GÜNÜN TARİHİ 11 Eylül 2001
İkiz Kule'ye karşılık, iki ülkeyi işgal
İnsanlık camiası yeni bir terör hadisesine şahit oldu.
Amerika Birleşik Devletleri'nde şimdiye kadar hiç görülmedik, duyulmadık terör eylemleri yaşandı.
* * *
Bu dehşetli hadisenin özeti şudur: İçinde yolcu bulunduğu iddia edilen (çok zayıf bir iddia) dört sivil uçağı kaçıran hava korsanları, askerî üs Pentagon ile ekonomik üs İkiz Kulelere (110 katlı Dünya Ticaret Merkezi) uçaklı intihar saldırısı düzenledi.
Etrafı kaplayan toz, duman, ateş ve gürültülerle ortalık adeta cehenneme çevrildi.
ABD başta olmak üzere bütün dünya yeni bir terör dalgasının dehşeti ile irkildi.
Çöken binaların altında binlerce (3000 civarında) insanın ezilerek can verdiği anlaşıldı.
İlk günlerde, olayın failleri tesbit edilemedi. Ancak, ABD savaş durumu ilân etti. NATO’nun 5. maddesinin (müşterek savaş) işletileceği kararı alındı.
Hemen ardından, bu hadisede Suudî petrol zengini Üsame bin Ladin’in baş rolü olduğu ileri sürüldü.
Bin Ladin'in Afganistan’da bulunduğu iddiasıyla, Taliban idaresindeki bu İslâm ülkesine savaş açıldı.
Savaşın seyri içinde, ABD'nin eski müttefiki Taliban yönetimi devrildi. Onun yerine ikame edilen "Kuzey İttifakı" Afganistan’daki idareyi ele aldı.
* * *
Öfkesi dinmeyen Amerika, Yahudi lobilerin de yönlendirmesiyle Afganistan'dan sonra Irak'ı hedefe koydu.
Yine eski müttefiki Saddam'ın zulümlerini de gerekçelerine katan Bush'un Amerika'sı, Irak'ı da baştan sona işgal etti.
Böylelikle, iki kuleye karşılık olarak, iki Müslüman ülkenin toprakları işgal edilmiş oldu.
Ne var ki, kanlı çarpışmalar her iki diyârda da aralıksız şekilde devam ediyor.
Bu arada, Amerika'nın "baş düşman" diye ilân etmiş olduğu Bin Ladin'e ise, hâlâ ulaşılabilmiş değil. Ya da, bu büyük "velinimet"e zaten bir türlü ulaşılmak istenmiyor.
11.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|