Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Lahika

ÂYET-İ KERİME MEÂLİ

Onlar yüce âlemlerdeki melekleri dinleyemezler; her taraftan taşlanıp kovulurlar, âhirette ise onlar için dâimî bir azap vardır.

Sâffât Sûresi: 8

11.09.2007


HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ

Zilzal Sûresi Kur'ân'ın yarısına denktir. Kâfirûn Sûresi dörtte birine, İhlâs Sûresi de üçte birine denktir.

Câmi'ü's-Sağîr, c: 1, no: 371

11.09.2007


Kur’ân insanlığa rahmettir

İ’lem eyyühe’l-aziz!

Kur’ân-ı Kerim okunurken, istimâında bulunduğun zaman muhtelif şekillerde dinleyebilirsin.

1. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nübüvvet kürsüsüne çıkıp nev-i beşere hitaben Kur’ân’ın âyetlerini tebliğ ederken, kıraatini kalben ve hayalen dinlemek için kulağını o zamana gönder. O fem-i mübarekinden çıkar gibi dinlemiş olursun.

2. Veya Cebrâil (a.s.) Hazret-i Muhammed’e (a.s.m.) tebliğ ederken, her iki hazretin arasında yapılan tebliğ-tebellüğ vaziyetini dinler gibi ol.

3. Veya Kab-ı Kavseyn makamında, yetmiş bin perde arkasında Mütekellim-i Ezelînin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma olan tekellümünü dinler gibi hayalî bir vaziyete gir.

***

İ’lem eyyühe’l-aziz!

Kur’ân-ı Kerim, bütün insanlara rahmettir. Çünkü herbir insanın şu hakikî âlemden kendisine mahsus hayalî bir âlemi olduğu gibi, herkes kendi meşrebine göre Kur’ân’dan fehim ve iktibas ettiği, hâfızasında kendisine has bir Kur’ân vardır ki, onun ruhunu terbiye, kalbini tedavi eder.

Ve keza, Kur’ân-ı Kerimin bir meziyeti şudur ki: Bütün ulemâ ve ehl-i meşrep gibi herkes hidayeti için, şifası için müteaddit sûrelerden ayrı ayrı âyetleri ahz edebilir. Çünkü, bir âyetin sair âyât-ı Kur’âniye ile pek ince münasebetleri, ittisal cihetleri vardır. Aralarında vahşet yoktur. Bu itibarla, müteaddit sûrelerden alınan âyetler küçük bir Kur’ân hükmünde olur.

Mesnevî-i Nuriye, s. 120

Lügatçe:

istimâ: Dinleme.

fem-i mübarek: Mübarek ağız.

Kab-ı Kavseyn: İmkân ve vücub ortasında bir makam. * İki yay uzaklığı mesafesi.

Mütekellim-i Ezelî: Ezeli olarak konuşma sıfatına sahip olan Allah.

meşreb: Huy, mizaç, tarz.

fehim: Anlayış.

ahz: Alma.

ittisal: Bitişme.

11.09.2007


Üstad’dan tebrik

Umum kardeşlerimizin gelecek mübarek Ramazan-ı Şerifinizi ve geçmiş Beraat gecelerinizi bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Cenâb-ı Hak, onların ve bizlerin hakkımızda bu Ramazan’daki Leyle-i Kadrimizi bin aydan hayırlı ve bin ay kadar medar-ı sevap eylesin, Ümmet-i Muhammediyeye saadet ve selâmet versin. Âmin.

Hem cümlenize birer birer selâm eden kardeşiniz Said Nursî.

Emirdağ Lâhikası, s. 47

***

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: Sizin leyle-i Berâtınızı ve gelecek Ramazanınızı tebrik eder ve bu gelecek leyle-i Kadri hakkınızda ve hakkımızda bin aydan daha hayırlı olmasını ve defter-i âmâlimize böyle geçmesini Cenâb-ı Haktan niyaz ediyoruz. Ve böylece, bayrama kadar “Allah’ım! Bu Ramazan’da Leyle-i Kadrimizi bize ve sadık Risâle-i Nur talebelerine bin aydan daha hayırlı kıl” duâsını etmeye niyet ettik.

Kastamonu Lâhikası, s. 62-63

11.09.2007


Nurdan Dualar

Yâ Rabbî ve yâ Rabbe’s-Semâvâti ve’l-Arâdîn! Yâ Hàlıkî ve yâ Hàlık-ı Küll-i Şey!

Gökleri yıldızlarıyla, zemini müştemilâtıyla ve bütün mahlûkàtı bütün keyfiyâtıyla teshîr eden kudretinin ve irâdetinin ve hikmetinin ve hâkimiyetinin ve rahmetinin hakkı için, nefsimi bana musahhar eyle! Ve matlûbumu bana musahhar kıl! Kur’ân’a ve îmâna hizmet için, insanların kalblerini Risâle-i Nur’a musahhar yap! Ve bana ve ihvânıma, îmân-ı kâmil ve hüsn-ü hâtime ver! Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâma denizi ve Hazret-i İbrâhim Aleyhisselâma ateşi ve Hazret-i Dâvud Aleyhisselâma dağı, demiri ve Hazret-i Süleyman Aleyhisselâma cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâma şems ve kameri teshîr ettiğin gibi, Risâle-i Nur’a kalbleri ve akıllan musahhar kıl! Ve beni ve Risâle-i Nur talebelerini, nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azâbından ve Cehennem ateşinden muhâfaza eyle ve Cennetü’l-Firdevs’te mes'ud kıl! Âmin, âmin, âmin!

Lem’alar, Münâcât, s. 363

11.09.2007


BİR KISSA, BİN HİSSE

Küçük çocuk deniz kenarına oturmuş, gözlerini de ilerdeki bir noktaya dikmişti. Bir saattir öylece hareketsiz duruyordu. Yanına bir ihtiyar yaklaştığını fark etmedi bile.

İhtiyar iyice yaklaşınca:

“Merhaba küçüğüm!” dedi. “Bu gün deniz çok harika değil mi?”

Küçük çocuk, başını çevirmeden:

“Ama rüzgârlı,” dedi. “Topum denize düşünce sürükleyip götürdü.”

Adam, çocuğun yanına oturdu:

“Eğer biraz genç olsaydım, yüzüp onu alırdım!” dedi. Küçük çocuk, ona cevap vermedi. Ve kıyıdan uzaklaşan topunu daha iyi görebilmek için, hemen yanındaki tümseğe çıktı.

Yaşlı adam, sakin bir sesle:

“Ümidini hiçbir zaman kaybetme!” dedi. “Bence duâ etsen iyi olur.”

Çocuk, büyük bir sevinçle:

“Duâ etsem topum geri gelir mi?” diye sordu.

“Allah isterse gelir!” dedi ihtiyar. “Topun geri gelmese de, duâların sevabı sana yeter.” Küçük çocuk bildiği bütün duâları art arda okudu. Topun dönmesi için Allah’tan yardım istedi. Akşamüstü güneş batmak üzereyken sandallar döndü. Yaşlı adam her zaman tanışık olduğu balıkçıya yaklaştı ve yine balık aldı. Balıkçı:

“İşler kesat bey amca!” dedi. “Bu gün az balık geldi.” Küçük çocuk atıldı hemen:

“Duâ etmeyi denediniz mi?” dedi, “Ümidinizi kaybetmeyin.”

Balıkçının hoşuna gitti bu teklif:

“Duâ ha!” dedi, “O zaman tutar mıyım?”

Çocuk: “Evet, Allah isterse tutarsın! Hem tutmasan da, sevabı sana yeter!”

Balıkçı başını salladı.

“Bunu yeni öğrendim” dedi. Sonra balıkçı ağların altında ışıl ışıl parlayan topa döndü. Topu alıp çocuğa uzattı:

“Öğretmenlerin hakkı ödenmez. Madem bana duâ öğrettin, bu topu da sana veriyorum. Az önce denizde buldum” dedi.

Küçük çocuk rüyada gibi mutlu hissetti kendini. İşte topu geri dönmüştü!

Duâsının bu kadar çabuk kabul edildiği için Allah’a teşekkür etti.

Süleyman KÖSMENE

11.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri