Bir televizyon programında bana sorulan suallerden bir tanesi; “Son dönemde yapılan çizgi filmin kalitesi”ydi.
Bu konuda söylemek istediklerim var ve demiştim ki:
“Son dönemde yapılan çizgi filmin kalitesi gerçekten yüksek. Teknolojik destekle yapılan animasyonlar müthiş. Başdöndürücü bir yenilikle izlenebilir bir nitelikte... Ancak bu tür çizgi filmlerde olumsuz karakterler var.”
Örnek vermiştim:
“Misal Shrek... Hiçbir anlam ifade etmeyen, insanî özelliklerden yoksun bir karakter... Bu karakter, fare yiyor, pislik içinde yaşıyor, nezaket ve nezafetten uzak... Çocuklara empoze edilen bu karakter, çocukların fıtratına zıt...”
Evet, Shrek gişe rekorları kırıyor, çok izleniyor. Ama hem filmin kahramanı, hem de filmin içindeki karakterler olumsuz etkiler bırakıyor.
Shrek 2’yi önceki gün atv ekranlarında izledik. Belki fark edilmedi, ama bu bölümde resmen “travesti” karakteri vardı. Yani kadın kıyafeti giymiş bir erkek... Bunun çocuklara yönelik bir çizgi film olduğunu söylemek mümkün mü?
Deniliyor ki, yakında sinemalarda gösterime girecek olan Shrek 3 filminde bu karaktere daha fazla yer ayrılmış.
Buradan anne ve babalara “dikkat” çağrısında bulunuyorum.
EURO-VİSİON
TRT, Eurovision’da Türkiye’nin vermiş olduğu 12 puana açıklık getirmiş.
Bu puanların Türkiye sınırları içerisinde yaşayan izleyicilerin, ulusal GSM firmaları aracılığıyla kullandığı oylar sonucunda belirlendiğini açıkladı.
Yapılan yazılı açıklamada, Eurovision Şarkı Yarışması’nın Avrupa Yayın Birliği’nin (EBU) televizyon departmanına bağlı ’Referans Grubu’ adı verilen 9 kişilik bir heyet tarafından koordine edildiği belirtiliyor.
Peki oylama sürecinde yaşanan riskler karşısında ne yapılabilmiş?
Dünyanın en büyük veri toplama sistemine sahip Alman Telekom Şirketi’ne bağlı Digame firmasıyla çalıştığı belirtilen açıklamada, söz konusu firmanın oylama için her ülkeden ulusal GSM firmalarıyla anlaşarak oylamanın bu firmalar aracılığıyla gerçekleştirildiği belirtilmiş.
Digame sistemiyle Türkiye’den yarı final ve finalde alınan oyların ülkelere göre puan olarak karşılıkları ve dağılımlarının yer aldığı çizelgelere de yer verilmiş.
Her ne olursa olsun, Eurovision kabak tadı verdi artık. Türkiye gibi bir ülkenin, küçücük bölünmüş ülkelerle mücadele ettirilmesi ve onların oyuncağı durumuna düşürülmesi doğru mu?
EĞİTİMLİ FANATİZM
Derbi maçta çıkan olayların failleri tesbit edilince, ilginç bir sonuç ortaya çıkmış.
O da şu:
Polise saldıranların çoğu üniversite mezunu.
Malûm: Galatasaray ile Fenerbahçe arasında Ali Sami Yen Stadyumu’nda oynanan karşılaşmada tribünlerde meydana gelen olaylardan sonra gözaltına alınan 15 kişi, adliyeye sevk edildi ve herkesi şaşkınlığa çeviren asıl olayın yakalanan “fanatik”lerin okul ve iş durumlarının çok iyi olduğu...
Fanatizm, eğitimli ve eğitimsiz dinlemiyor.
Hangi “sınıf”tan olursa olsun.
25.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|