Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Seyahatteki sıhhat



Geçtiğimiz hafta Ege Bölgesindeydik.

Bu bölgemizin maddî ve mânevî potansiyeli hayli yüksek olan Manisa ile İzmir'in il ve ilçe merkezlerini ziyaret edip, oradaki okuyucularımızla görüştük.

Bunların arasında Manisa vilayet merkezi ile Salihli ve Turgutlu ilçelerini ilk defa yakından gezip görme fırsatını bulduk.

Gittiğimiz İzmir'in Tire ve Bornova ilçelerini ise, daha evvel de ziyaret etmiş, ancak tadına doyamamıştık.

Buralara bir kez daha gitmenin hasretini çekiyorduk. Aynen, şimdi de olduğu gibi...

Manisa, Turgutlu ve Salihli'yi görüp tanıdıktan sonra tam kanaat getirdik ki, buraları ziyaret etmekte cidden geç kalmışız.

Bölge genelinde karşılaştığımız fedakâr okuyucularımızdan, ağabeylerimizden, bacı ve kardeşlerimizden gördüğümüz hüsn–ü alâka, âdeta bizi bizden aldı; nurlu, sürûrlu, huzurlu âlemlere götürdü.

Birlikte konuşup sohbet ettik. Bazan gülüp bazan ağladık. Çoğu zaman da tefekkür pencerelerinden bakarak, feyizli hakikatleri duygularımıza sindirmeye çalıştık.

Böylesi atmosferlerde, bedenen olduğu kadar, ruhen ve kalben de dinlendik. Aklımız, fikrimiz, ufkumuz inbisat edip genişledi. Bütün duygu ve düşüncelerimiz itibariyle, adeta bir mânevî terapiden geçerek cilâlandık, tâzelendik, şifâyâb olduk.

Şimdi daha iyi anlıyoruz ki, böylesi seyahatlere şiddetle ihtiyacımız var.

Evet, seyahat ettikçe sıhhat buluyoruz. Bu tür sıhhatli seyahatlerle, masabaşı kramplarından, büyük şehir gürültüsünden, kısacası monotonluktan ve sabit yerde yaza yaza, düşüne düşüne sürmenaj olmaktan da kurtulmuş oluyoruz.

Keşke, dost, kardeş ve okuyucu ziyaretlerine, feyizli Anadolu seyahatlerine daha fazla imkân–fırsat bulabilsek....

Sizlerin duâ ve teveccühüyle, inşaallah diyoruz.

GÜNÜN TARİHİ 07 Şubat 1919

Sekizinci Haçlı Seferi Komutanı Allenby

Birinci Dünya Savaşı esnasında Sina, Filistin ve Gazze cephesinde Osmanlı kuvvetlerini mağlup eden İngiliz General Allenby, işgal altındaki İstanbul'a geldi. İşgal yanlıları, bu fırsattan istifade sokaklara dökülüp sevinç gösterisinde bulundu.

Avrupalılar, özellikle de İngilizler tarafından, Filistin'de Kudüs merkezli kurmuş olduğu İngiliz hakimiyeti sebebiyle, General Allenby'e "Sekizinci Haçlı Seferi"nin muzaffer komutanı nazarıyla bakılarak, ondan övgüyle söz ediliyor.

Onlara göre, “Haçlı seferleri" Allenby'in Filistin'deki başarısıyla tamamlanmış oldu.

Uzun yılların çabası

İngilizler, Arapların yoğun şekilde yaşamakta olduğu Ortadoğu coğrafyasında, uzun yıllardan beri sinsî ve bir o kadar da planlı bir çaba gösteriyordu.

En büyük idealleri, Araplar'la Osmanlı'nın arasını açmak, hatta onları birbirinden koparmaktı.

Bu maksatla, Suudiler arasındaki Vahhabilik hareketine büyük destek verdiler. Aynı zamanda diğer Arap topluluklarını da Osmanlı'ya karşı kendi yanlarına çekmeye gayret ettiler.

Önceleri perde altında yürütülen bu faaliyetlerle eş zamanlı olarak, maalesef Osmanlı üst yönetimi ve bilhassa aydın kesimi tarafından estirilen bir "Avrupa hayranlığı" vardı ki, bu da Müslüman Arapları Türk kardeşlerinden büsbütün soğutuyordu.

Yani, "Ah Evropa, ah Evropa!" diye tutuşan bir kısım Osmanlı aydını, tâbiri câizse kıblesini Batıya çevirmiş, sırtını ise haliyle Arabistan'a dönmüştü.

İşte, bu kahredici duruştan dolayıdır ki, "Araplar bizi arkadan vurdu" şeklindeki tenkit ve şikâyetlerimiz bir türlü hakka isabet edemiyor.

Öncelikle, onlara sen sırtını dönmüşsün ve onları Batılı şövalyelerin insafına terk etmişsin. Bu durumda, nerenden vurulmayı beklersin ki?

Neticede, İngilizlerin Ortadoğu'da yüz yıldan fazla süren çabaları bu tarihlerde tam meyvesini verdi. Arapları yanlarına almayı başaran İngilizler, Osmanlı'yı arkadan vurmada da muvaffak oldular. Ancak bunda, yani Osmanlı'dan ayrılmakta Arapların hiçbir faydası olmadığı gibi, zamanla en büyük zararı yine bu işgalci ecnebiden gördüler.

Halen de görmekteler. Geçmişte yaptıkları büyük hatanın faturasını bugün de ödemekteler.

Filistin'den İstanbul'a

Birinci Dünya Savaşının sonlarına doğru Arabistan yarımadasına askerî yığınak yapan İngiltere, yanlarına yerel yönetimleri de aldıktan sonra Osmanlı'ya karşı şiddetli ve çok yönlü bir taarruz harekâtına girşti.

1917 yılının sonuna gelindiğinde, İngilizlerin Sina–Filistin–Gazze bölgesinde 100 binden fazla askeri bulunuyordu. Bölgedeki Osmanlı askeri ise 35 bin civarındaydı. İki taraf arasındaki çatışmalarda, binlerce asker hayatını kaybetti.

Ne var ki, birçok cephede savaşmak zorunda kalan Osmanlı, Arapların meskûn olduğu cephelerde takatinin üstünde bir müşkilâtla karşılaştı: Hem düşman kuvveti daha üstün bir ateş gücüne sahipti, hem de mahallî yönetimler düşman safında yerlerini almışlardı.

Öte yandan, bölgedeki Osmanlı kuvvetlerine kumanda edenler, niyet ve ciddiyeti tartışmalı bazı İttihatçı paşalardı. Bunların savaş esnasında ciddî bir varlık gösterdikleri söylenemez. Adeta, pes etmiş ve savaşı kaybetmeyi göze almış gibiydiler.

Neticede, bölgenin hemen tamamını kontrolleri altına alan İngiliz ve Fransızlar, bir süre sonra gözlerini Anadolu toprağına dikmeye başladılar. Bu niyetle İstanbul ile Adana çevresini işgal ettiler. Ancak, yeni başlayan İstiklâl Harbinde sergilenen azim ve irade karşısında geri çekilmek zorunda kaldılar.

07.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.01.2007) - Hayırlı şifâlar dileğiyle...

  (29.01.2007) - Sekiz yıl arayla ikinci mektup

  (26.01.2007) - Demokratikleşme sancıları

  (25.01.2007) - Ölçüyü kaçırmadan

  (24.01.2007) - Hamdolsun, Müslümanız biz

  (23.01.2007) - Neşet Ertaş'tan insanlık dersi

  (22.01.2007) - Cinayetin yüzü maskeli, izi perdeli

  (20.01.2007) - Vahdeddin'in mirası

  (19.01.2007) - Ulusalcı Sarkozy

  (18.01.2007) - İşgalin ön ve arka yüzü

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004