Uğur Dündar, önceki hafta Konya'daki “yalan haber”ini unutturacak bir konuya imza attı. Sosyal Hizmetler’e bağlı, üstelik İstanbul’un en büyük çocuk yuvalarından birinde bakıcıların çocuklara tekme tokat giriştiği haberine...
Görüntülere bakıldığında, 7-12 yaş arasındaki çocuklar öğle yemeğinde bile tepelerine balyoz gibi inen yumruklardan nasibini alıyor.
CNN Türk ve Kanal D’de gösterilen bu görüntüler yüreğimizi burktu.
Malatya Çocuk Yuvasının halen etkisinden kurtulmadığı belli olan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun değerlendirmelerine yer verdi Dündar.
Daha sonra bizzat kendisi Star Ana Haber’e konuk olarak, program görüntüleri hakkında bilgi verdi. Dubai ziyareti sırasında başından geçen bir olayı anlatırken ağladı Dündar.
Yanlış okumadınız, ağladı.
Ağlamak insanî bir duygu.
Acaba, “usta, araştırmacı gazeteci” Dündar, iki hanım doktorun hayatını derinden etkileyen habere imza atarken de böyle gözyaşı dökmüş müydü?
Bilemeyiz.
Dündar, yuvalardaki şartların eskiye oranla düzeltildiğini ancak problemin “insan kaynaklı” olduğunu söylerken devamında:
“Bugün 5 yıldız otel konforuna haiz yuvalar yapıldı. Yemeklerini diyetisyenler uygun görüyor. Ama sonuçta sorun insan odaklı karşımıza çıkıyor. Çok daha büyük bir problem..”
Yıllar sonra gittiğim bir yuvada benzer bir duruma şahit oldum.
Konfor, bakım tam ve bilumum ihtiyaçlar gideriliyor... Ama insana yapılan yatırım sıfır. Burada insan yetiştirmek demek, sadece temizlik, gıda ve bakım ihtiyacını karşılamak demek değil...
Bu noktada daha önce de söylediğim gibi, yine altını çizerek ifade ediyorum:
İnsana yapılacak en iyi yatırımın yolu tertemiz zihinlere “maneviyatı” öğretmekten geçer.
Anne ve baba sevgisinden mahrum olan olan çocukları ancak “Allah” sevgisi teselli edebilir.
Mânevî takviyenin “geri bildirimi” olacağından hiç kuşkunuz olmasın.
Yeter ki deneyin!
SAĞIRLAR VADİSİ
Sağır Oda (Kanal D) Kurtlar Vadisi’ni aratmıyor.
Öyle sahneler ki, şiddet desen var... Teori desen var. Senaryo desen gündeme “cuk” oturuyor.
Acaba bunda, daha önce de Kurtlar Vadisinin konsept danışmanlığını yapan Soner Yalçın ve yine Kurtlar Vadisi’nin yönetmeni Serdar Akar’ın bir etkisi var mı diye düşünüyorum.
Mesela son olarak “Hrant Dink” cinayetini ele aldılar. Kimin öldürdüğüne dair bir soruya da “henüz bilinmiyor, araştırılıyor” diyor.
Yani gündemi belirleme noktasında zamanlama iyi.
Ancak bazı şeyler üstüste geldi.
Katil zanlısı Ogün Samast’ın Türk bayraklı fotoğrafı... Patlayan silah görüntüleri... Sağır Oda filminin logosunda yer alan ay-yıldız görüntüleri.
Bilmem anlatabildim mi?
KURTLARIN KARDEŞLİĞİ
Kurtlar Vadisi gösterime girmeden tartışmalar başladı. Daha ilk bölümü izlenmeden “yasaklanması” için RTÜK’e baskı yapılması anlamsız. Belli bir çevreden maksatlı olarak tazyik yapıldığı aşikâr.
Etki tepkiyi doğurur.
Kurtlar Vadisi hayranları ise boş durmamış, onlar da kulüp veya blog siteleri kurarak birbirlerine mesaj gönderiyor, çağrıda bulunuyorlar.
Diyorlar ki:
“Her gün Kurtlar Vadisi izleyicisi 10.000 kişi RTÜK’ü arasın!”
“Onlar 100 kişi ise, biz milyonlarız!”
“Kurtlar Vadisi’ni rating vadisine kurban vermeyelim” diyerek tek çatı altında toplanıyorlar.
Tepki oluşurken, aman ölçüye dikkat.
Ola ki şöyle mesajlara da meydan verilmemeli:
“Biz racon kesmeyiz, kafa keseriz.”
“Memati sık.”
07.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|