Zamanın demlediği ve yemlediği gayr-i fıtri beslenmelerin, bünyeleri hormonlaştırmaktan başka bir değeri yoktur. Zahiri büyüklüğün muhtevasındaki zafiyet, sonucu menfileştirmektedir. Müsbetin mahiyeti, suretine yansımalı. Büyütülmüş yapılarla, büyüyen yapılar arasındaki fark, aksiyon ve reaksiyon farkıdır.
***
Meçhule uzanan hayal denizinde boğulmamak için, karşı limana kulaç açacak kadar yüzme tecrübesine ve enerjisine ihtiyaç vardır. Kendi yelkenini, rüzgârı dikkate alarak doğru şişirenler, yelkenlerine hakim oldukları müddetçe rüzgâr onlara zarar veremeyecektir. Rüzgârı değil, yelkenlerini kontrol edenler hedefine kilitlenir.
***
Fikir coşkusunu aktifleştirmek için ne yapacağını bilenler, ortak aklın zembereğini kuranlardır. Yeri ve zamanı planlanmış zemberek, boşalarak uyarıcı özelliğini ortaya koyacaktır. Niyetini fikrine ve eylemine sabitleyip, ideallerine arkadaş yapanlar, yürüyecekleri yolun her şartına hazırlar demektir.
***
"Akıllı Beslenme/Beden", hayatın A ve B'sidir. "Akıllı Beden/Beslenme" (AB), coşkuya davetiye çıkarır. Hedefler, coşku ile hareket zeminini bulurlar. Yani "Akıllı Beden/Beslenme Coşkusu" (ABC) yaşanır.
Dördüncü adımda çalışmak esastır. Akıllı Beden/Beslenme Coşkusu, Çalışmak (ABCÇ) olur. Çalışma zevki, enerjiyi etkinleştirir. Birim zamanın ürettiği iş, verimliliği sağlayacak nitelikte olur.
***
ABCÇ noktasından tekrar döngüyü yapabilmek için, dinlenmeye/değerlendirmeye geçilmelidir. Akıllı Beslenmenin Bedeninde Coşkusunu Çalışkanlıkla Dinlendiren (ABCÇD) kazanacaktır. Böylelikle beslenme-çalışmak-dinlenmek üçlüsünün sıralaması içinde kendini gerçekleştirmelidir.
Kendine eşitlenmemiş hiçbir doğru, bizi başkasında yaşatmaz. Doğrunun kristal yansımasındaki şeffaf sonuç cezbeder içtenlikleri. Afakı saran olumlu neticeler, içimizin dışımıza eşitlenmiş hesap mutabakatıdır.
***
Erdemin kâsesinden bal akar. Küpünden sirke çıkmaz. Gönlünden muhabbet şerbeti içilir. Feyzinden canlar coşar. Fazilet çeşmesinde, berrak suyun içilesi azizliği vardır. Su gibi yapar içeni.
***
Kimlik, kişilik inşasıdır. Kişilik, ortamın eseridir. Çevrenin hasılatıdır. Doğru fikir, yanlış kişilikte ne kadar güvensiz ise, yanlış fikir de doğru kişilikte o kadar yanıltıcıdır. Fikirlerin doğru adreste doğru kişilere ihtiyacı var. Sağlam fikirler, sağlam zihinlere ve sağlıklı zeminlere emanet edilmelidir.
***
Meziyetini vehm eden, rüyasında görür varlığını. Hayal çukurunda besler kendini. Gün yüzü göremez hayalin tezgâhında dokunan halı. Basmak için yapılsa da, hayal zemin bulamaz gerçeğinde.
***
Demokrasi, zihni bulanıklığı kaldırmaz. Ezberci resmî aydınların hafızası, demokratikleşmeyi düşünmeye alışamadı. Bildikleri dışında, alternatif görüşleri dinlemeye de tahammüllü değiller. Böyle yaşadılar bugüne kadar. Bundan sonra böyle olamayacağının farkına varmaya başladılar.
Beraber yaşamanın makul çizgisi, birbirini kabullenmek ve yaşama biçimine saygı duymaktır.
***
Düşündüm ki hayata karşı mahcubum. Elimdeki kaynakları yeterince verimli şekilde kullanamıyorum. İrademin rotasında her zaman denize açılamıyorum. Sessizliğin limanından kalkan gemi, tekrar demirleyeceği limana ne zaman geleceğini planlayamıyor.
Bu durumda, irade niyete arkadaş olarak yol almalı. Planları dönüşüne uygun olur. Böylece maksadına hizmet eder. Mutluluğun şifrelerini düşünce dünyasına hakim kılmanın bir şeklidir bu.
***
Hatırayı yaşatmak, düne ait hafızanın sahibi olmaya bağlı. Hafızanın sadık emanetçileri, geleceğe taşıdıkları her mirasın değerine bağlı kalmak zorundadırlar. Yeni fikirler, böyle bir zeminde büyürlerse anlamlı ve kalıcı olurlar.
29.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|