Bugün Hicrî takvimin onuncu günü olan Aşûra Günü. Her sene bu gün gelince aşûra tatlısı yapar, konu komşuya ikram ederiz. Bazan haftaya, hatta aya sarkar bu ikramlar.
Peki, bu güzel âdetin kaynağı nereye dayanmaktadır?
Aşûra Günü diğer günlerden daha farklı bir gündür ve Allah katında ap ayrı bir yere sahiptir. Fecr Sûresinin 2. âyetinde “Yemin olsun on geceye” âyetinde geçen on gecenin Muharrem ayının onuncu gecesine kadar olan geceler olduğu tefsirlerde belirtilmektedir.1 İlahî yemin içerisine girecek kadar önemli olan bu geceler kimbilir ne kadar mukaddes ve bereketlerle doludur. Onuncu gecenin gündüzü ise Aşûra Günü olarak anılmaktadır.
Cenâb-ı Hak bu güne başka bir değer vermektedir. Çünkü geçmişte bu günde seçkin kullarına birçok ikram ve ihsanlar dağıtmıştır.
Kaynaklardan öğrendiğimize göre Cenâb-ı Hak, Aşûra Gününde on peygamberine on ayrı ihsanda bulunmuştur. O gün Hz. Mûsa’yla birlikte inananları denizden geçirip kurtarırken Firavun ve ordusunu deniz sularına gömmüştür. Hz. Nuh tufandan o gün kurtulmuş, gemisi Cudi Dağına oturmuştur. Hz. Yunus o gün balığın karnından, Hz. Yusuf aynı gün kuyudan kurtulmuş, Hz. İsa aynı gün doğmuş ve aynı gün göklere yükseltilmiştir. Hz. Âdem’in (a.s.) tövbesi o gün kabul edilmiş, Hz. İsmail o gün dünyaya gelmiştir. Hz. Yakup o gün oğlu Yusuf’a (a.s.) kavuşmuş, gözleri o gün görmeye başlamıştır. Eyyüb Aleyhisselâm da aynı gün hastalıktan kurtulmuştur.2
İşte böylesine önemli ve harika hadiselere sahne olan Aşura Günü ve gecesini ihya etmenin büyük bir önemi vardır. Resûl-ü Ekrem (a.s.m) Yahudîlerin, Hz. Mûsâ’nın Firavundan kurtuluşunu yâd etmek maksadıyla oruç tuttuklarını görünce, “Biz, Mûsa’nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz”3 buyurarak Aşûra Günü oruç tutmaya başlamış, Ramazan orucu farz kılınınca da ümmetini serbest bırakmış, Yahudilere benzememek için de Muharrem’in 9-10 veya 10-11. günlerinde oruçlu olmayı tavsiye etmiştir. Âlimler sadece bu üç günde değil, bütün seneyi hayırlı bir temele oturtmak için ay boyunca çokça oruç tutmayı tavsiye etmiş, bereketinin sonra da devam edeceğini müjdelemişlerdir. Resûlullahın Ramazandan sonra bu ayda tutulan orucun en faziletli oruç oluşunu4 müjdelemesi bu fikre kuvvet vermektedir.
Aşûra Gününde oruçla yetinmeyip herkesin gücü ölçüsünde ailesinden başlayarak konu komşuya, yakınlara iyilikte, ikramda bulunmasının da büyük sevabı vardır. Bu farklılığı bilhassa ev halkına hissettirmek gerekir. Sevgili Peygamberimiz, “Her kim Aşura Gününde âilesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenâb-ı Hak da bütün sene boyunca onun rızkına bolluk ve bereket ihsan eder”5 suyurmuşlardır.
Dipnotlar: 1. Hak Dini Kur’an Dili, 8:5793. 2. Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140. 3. İbni Mâce, Sıyam: 41. 4. İbni Mâce, Sıyam: 43. 5. Et-Terğib ve’t-Terhîb, 2:116.
29.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|