Mutluluk, muhabbet, sevgi, saygı ve hürmet insanlık âleminde, hem fert, hem aile, hem de toplum hayatında en büyük aranılan, ihtiyaç olan ama maalesef ki, belki de son asırda ve yıllarda en az bulunan değerler.
Aşağıda bu arzu edilen değerleri hakikî kaynağından küçük bir demet halinde sunmaya çalışacağım, kaynağını tam olarak keşfetmeyi ve bire bir yaşamayı da Rabbim hepimize kısmet eder inşallah.
* Ahlâkî değer olarak: Âdet üzere sarf edilen hiçbir kötü sözü ağzına almamak.
* Allah’a karşı: Allah’tan devamlı af ve mağfiret dilemeyi unutmayan bir hayat sürdürebilmek.
* Şecaat ve kahramanlıkta öncü ve örnek olabilmek.
* Dünyevî noktada: Dünya işleri için kızmamak.
* Evden ayrılırken: Sabahları evden çıkarken “İlâhî, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım” diye duâyla güne başlayabilmek.
* Giyinmede: Sade kıyafetler giyebilmek, gösterişten hoşlanmamak.
* Günlük hayatta: Boş şeylerle uğraşmamak. Çok konuşmamak.
* İç dünyasında: Affediciliği hiç elden bırakmamak. İntikamı kalp, his ve ruh dünyasından uzaklaştırabilmek.
* Daima düşünceli ve tefekkür âlemlerinde olabilmek.
* Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmemek.
* Hoşlanmadığı şeylere karşı susabilmek.
* Kendi şahsı için asla öfkelenmemek ve öç almayı gündeminden kaldırabilmek.
* Her zaman mütebessim bir haletle durabilmek.
* İnsanî münasebetlerde: Umanı umutsuzluğa düşürmemek.
* İnsanlık ve insanlara karşı: Düşmanlarını sadece affetmekle kalmayıp, onlara şeref ve değer de vermek.
* Fakirlerle birlikte yemek; onlardan kendini ayırt etmemek.
* Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınamamak ve ayıplamamak.
* İnsanlık ve insanlara karşı: Kendisini üç şeyden alıkoyabilmek. Hiç kimsenin kusurunu araştırmamak. Hiç kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylememek. Hiç kimseyle çekişmemek.
* İnsanlık ve yardımlaşmada: Kapıya yardım için gelen hiç kimseyi geri çevirmemek.
* Konuşurken: Konuşurken kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berrak söyleyip telâffuz edebilmek.
* Lüzumsuz yere konuşmamak; hikmetli konuşabilmek, konuştuğunda ne fazla, ne eksik söz kullanabilmek.
* Konuşurken ses tonu, tavır ve davranışlarıyla çevresindekileri sıcak bir şekilde kuşatabilmek.
* Konuşurken yüzünü muhataplarından başka tarafa çevirmemek, bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmamak.
* Sıkıntılı hallerde: Sıkıntılı hallerinde kabalaşmamak, bağırmamak.
* Söz söylerken: Kötü söz söylemeden, günlük ve ömürlük hayat yaşamayı başarabilmek.
* Toplum hayatında: Bulunduğu toplulukta o topluluğa uyarak, gülünecek şeye gülmek; hayret edilecek şeye uyarak hayret edebilmek.
* Sıradan insanlar gibi yaşayabilmek.
* Susmayı konuşmaktan uzun sürdürebilmek.
* Şefkat ve merhamette en zirvede olabilmek.
* Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinleyebilmek.
* Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürümek; ayaklarını yerden canlıca kaldırmak, iki yanına salınmamak, adımlarını geniş atmak, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilip, vakar ve sükûnetle rahatça yürüyebilmek.
* Hak ve adaletten hiçbir şart ve halde asla ayrılmamak.
* Her zaman ağırbaşlı olabilmek.
* Yeme içmede: İsraf ve tiryakilikten uzak, sabır ve şükrün gereği olan, önüne ne konulursa yiyebilmek.
Evet yukarıda aldığımız hakikatler hiç şüphesiz ki Peygamberin örnek hayatındandır. Allah (cc) başta dâvâ arkadaşlarımız olmak üzere bütün inananlara ve insanlığa örnek alıp yaşamayı nasip etsin.
20.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|