“Sıddık-ı vefiy (vefalı dost) bu zamanda yoktur diyenlere sizleri gösteriyorum.”
Evet böyle söylüyordu asrın sultanı doğudaki iki sadık dostuna ve talebesine. “Vefa duygusu” bu milletin ve ümmetin en büyük manevî, tarihî, kültürel ve fıtrî mirasıdır. Aslına sadık kalmayı, ecdadına bağlılığı, büyüğüne saygı ve hürmeti ifade eder. İhanetin kol gezdiği şu denî zaman ve zeminde çok öne çıkan bir fazileti, erdemi ve yüksek ahlâkı temsil eder.
Geçen hafta sonu Denizli ilimizde böyle bir “vefanın”, faziletin, samimiyetin tezahürünü yaşadık. Nur dâvâsının saff-ı evvellerinden olan iki kahraman manevî şehit merhum ağabeylerimiz Hafız Ali ve Hasan Feyzi Yüreğil’in ruhuna tilâvet edilen Mevlid-i Şerif’e katıldık. Bu iki manevî şehit kimdir, kısaca bir bakalım.
Nur’un manevî bir kahramanı ve şehidi merhum Hafız Ali ve Hasan Feyzi Yüreğil Ağabeyler, bu hizmetlerde çok çok önemli birer rükündürler. Bunlar hakkındaki öz bilgiler, Nur Risâlelerinin satır aralarındadır. Bu dâvâya gönül verenlere düşen, onlar hakkındaki bu bilgileri öğrenip onlara lâyık birer dost olma ve dâvâya onlar gibi sadakatle bağlanmadır. Çünkü her ikisi de Üstadları yolunda “canlarını kurban etme” temennisinde bulunmuşlar. 1944 yılında zehirlenerek hapishaneden hastaneye kaldırılan ve “Ya Rabbi! Bu müçtehid Üstadımı zehirlediler. Ona bu millet ve ümmetin ihtiyacı var. Onun yerine benim canımı al!” diye yaptığı samimî ve ihlâsla duâ neticesinde, Üstadın da tespitiyle, Üstad yerine mânen şehit olan Hafız Ali Ağabey; diğer tarafta, Üstadına yazdığı mersiyesiyle bu konudaki samimiyet ve fedakârlığını tarihe not düşüren Hasan Feyzi Ağabey.
İşte bu iki kahraman şehit ağabey nâmı adına, “vefa duygusuna” sahip çıkanlara duâlar ettim. Ameliyatlı olmama rağmen doktorumdan özel izin alarak, onlarla beraber olmak için bu davete ben de icabet ettim. Cumartesi günü Antalya’dan bir minibüsle çıkan kafilemiz, Denizli’ye Yatsı ezanı okunurken vâsıl oldu.
O gece, geç vakitlere kadar adeta bir hizmet nostaljisi yaşadık. Yıllarını ve ömürlerini bu kudsî dâvâya adamış Nur camiasının yakından tanıdığı Mehmet Fırıncı ve Mehmet Birinci Ağabeyler de bu mevlid için davet edilmişler ve teşrif etmişlerdi. Onlarla, dershanemizdeki kalabalık cemaat gecenin geç saatlerine kadar soru-cevap şeklinde güzel ve verimli bir sohbet gerçekleşti.
Risâle-i Nur’un dünyanın gündemine ağırlıklı olarak oturmasının en temel işaretlerinden olan yurt içi ve dışı sempozyum, panel, seminer ve konferanslarda beyan edilen ve ortaya konulan fikir ve görüşler dahil, Risâle-i Nur’un özü olan ihlâs, samimiyet, sadakat, gayret, hasbîlik ve kardeşliğe kadar bir çok konu, gerek risâlelerdeki satır aralarından, gerekse de bu muhterem ağabeylerimizin bire bir yaşadıkları canlı hatıralardan seçkin ve etkileyici örnekleriyle canlı ve detaylı bir şekilde yâd edilip anlatıldı.
Denizli’de medfun bu iki şehit kahraman ağabeyler için organize edilen mevlide Üstad Said Nursî Hazretlerinin sağ olan bütün talebe ve hizmetkârları, organize edenler tarafından davet edilmişlerdi. Hepsi de bu davetten çok memnun olmuşlar, tebrik etmişler, duâlar etmişler fakat başta çok muhterem Mustafa Sungur Ağabey olmak üzere, daha önceden planlanmış çok önemli toplantıları olduğu için iştirak edememişlerdi. Ama şurası bir gerçek ki gönülleri, kalpleri ve duâlarıyla sağ olan, vefat etmiş olan bütün Nur talebelerinin şahs-ı manevîsi kesin olarak oradaydı.
Gecikmiş de olsa bir vefa duygusu en güzel bir şekilde yerine getirildi. Buna vesile olan Denizli’de bulunan bütün hizmet ehlini, Ege Bölgesindeki il ve ilçelerden gelenler başta olmak üzere bu mevlide iştirak eden uzaktan yakından gelen bütün Nur dâvâsının sevdalılarını tebrik ediyor ve şükranlarımı sunuyorum.
Denizli’nin başlattığı bu hareketin ve yaktığı bu manevî meş’alenin bir milâd olması dileği, sadece benim değil bu tür organizasyonlara katılan her hizmet ehlinin samimî ve kalbî bir arzusu olarak son yıllarda terennüm edilmeye başlandı. O da şudur: Yıllar önce organize edilen ve Nur Camiasının kaynaşmasına ve irtibatına vesile olan; Isparta ve Van mevlidlerinin de tekrar organize edilmesi.
Allah vesile olanlardan razı olsun. Şanlıurfa’da her yıl Ramazan ayının 25. gecesinde yıllardan beri Üstad adına organize edilen Mevlid, Elâzığ’da Hulusî ağabey adına düzenlenen Mevlid-i Şerif, son iki yıldır Ağrı’da yapılan mevlitler hep bir aşk ve şevke medar oluyor. Kaynaşma, irtibat ve tanışmaya vesile oluyor.
Şimdi başta Isparta olmak üzere uygun olan yerlerde bu tür güzel hareketlerin yaygınlaşmasını ümit ediyor ve bekliyoruz. Denizli mevlidinin ileriki yıllarda daha geniş faaliyetlerle devam edeceğine dair sinyaller hissettik. İnşaallah dilek ve temenniler gerçekleşir. Devamını diliyor tebrik ediyoruz.
Bu mevlidi organize edenlere, Gazetemizin İmtiyaz sahibi Mehmet Kutlular Ağabey dahil mevlide katılan misafirlerin hepsine en kalbî teşekkürlerimi sunuyor, duâlar ediyor, duâlarını bekliyorum.
01.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|