Bütün dünyada, ‘İslâmdan korkanlar’ın var olduğu bir gerçek. Ancak bu korkunun ‘kaynağı’nı iyi tesbit etmek gerekir. Kısaca, “İslamofobi/İslâm korkusu” diye adlandırılan bu durum, cihanşümûl İslâm dininin geniş kitlelere yayılmasını da maalesef engelliyor.
İslâmı bilmemek ya da ‘yanlış bilmek’ten kaynaklanan bu durum, sadece Avrupa ya da Amerika’da yaşanan bir durum da değildir. Maalesef, Türkiye gibi ‘İslâm ülkeleri’nde yaşayan bazı kesimlerde de bu korku var. Çünkü onlar da ‘doğru İslâmı bilmiyor.
“Doğru İslâmı ve İslâmiyete lâyık doğruluğu” onların bilmemesi bir ‘kabahat’ ise de, bunu bildirmemek de de başka bir kabahat. Yani, ‘Müslüman çoğunluk’ da bu konuda kabahatli, çünkü yaşayış ve hal diliyle ‘doğru İslâm’a âyine olunamamış.
“İslamofobi” Avrupa’nın da gündeminde. Böyle ‘sanal’ bir korkunun doğru olmadığını onlar da biliyor. Bu sebeple, her zaman konuyla ilgili toplantı ve tartışmalar yapılıyor. Bu cümleden olarak, Fransa’nın başşehri Paris’teki UNESCO Merkezi’nde düzenlenen bir konferansta konu ele alınmış.
“Batı’da Müslümanlara karşı ayrımcılık ve İslamofobi” konulu konferansa katılan 12 konuşmacının görüş birliğine vardığı nokta ise şu olmuş: “Batı’da İslâm korkusu, Müslümanlara karşı her alanda ayrımcılığa dönüşüyor.” (İHA, 19 Ocak 2007)
Haberde şöyle denilmiş: “Avrupa’nın bir çok ülkesinde son yıllarda ‘İslamofobi’ yanlılarının artması, bu ülkelerde yaşayan Müslümanları endişelendiriyor. UNESCO merkezinde, Cojep adlı sivil toplum örgütü tarafından düzenlenen konferansa katılan konuşmacılar, mensubu oldukları sivil toplum kuruluşlarının yaptığı araştırmalar çerçevesinde ele aldıkları konuşmalarında, Batı’da 11 Eylül sonrası Müslümanlara karşı hızla artan bir ayrımcılık olduğunu dile getirdi.
“Samy Debah adlı konuşmacı ise, Batı’daki sağcı partilerin, Müslümanları seçim malzemesi yaptıklarına dikkat çekti. Fransa’dan örnekler verdiği konuşmasına, İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin Roissy Havaalanı’nda çalışan Müslümanları hedef alarak, güvenlik bahanesiyle birçok Müslüman işçinin işsiz kalmasına sebep olduğunu ifade etti.”
Benzer bir “İslâmı yanlış anlama” itirafı da, Türkiye’yi ziyarete gelen Avrupalı gençlerden geldi. Batı’da hızla yayılan İslamofobi ile ilgili ön yargıları ortadan kaldırmak için Avrupalı Genç Yeşiller Federasyonu (FYEG) üyesi 30 öğrenci İstanbul’a gelmiş. Türkiye’deki Yeşiller Grubu üyeleriyle biraraya gelen gençler, Sultanahmet’te bir hafta süren toplantılarında, “İslâm dünyayı ve dünya İslâmı nasıl yorumluyor?”, “İslâmla ilgili korku ve kaygıların nedenleri nedir?” ve “Birbirimizi ne kadar tanıyoruz?” sorularının cevapları aramışlar.
İstanbul’da düzenlenen “İslamofobi toplantıları”na katılan Avrupalı gençlerin ortak değerlendirmesi şöyle: “İslâm dini bize yıllarca yanlış sunulmuş. Özünde barış ve kardeşlik olan İslâmın yaşandığı yerleri gezdikçe, yaşayanları gözlemledikçe önyargılardan kurtulduk. Döndüğümüzde herkese anlatacağız.” (Yeni Şafak, 19 Ocak 2007)
Toplantıya İngiltere’den katılan Alexander Philips ise, “İslâm dinini öğretme sorumluluğu Müslüman ülkelere aittir. Müslümanlar Avrupa’da dinlerinin doğru öğretilmesi için daha çok çaba harcamalı” diye konuşmuş.
Evet, “Doğru İslâm”a önce bizim, sonra da bütün dünyanın ihtiyacı var. Dünyaya güzel örnek olabilirsek “İslâm korkusu”, “İslâm muhabbeti/sevgisi”ne döner ve dönmeli inşallah.
20.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|