Gerek irtica tartışmaları, gerek AB yolunu engellemek için yapılan bazı çıkışlar; ancak—afedersiniz—”Öküz altında buzağı aramak” şeklinde izah edilebilir. Suları bulandırmak isteyen bazıları, her vesile ile bu arayışlarını sürdürüyorlar.
Meselâ, Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı ‘Diyanet Çocuk’ dergisinin kapağında ‘başörtülü çocuk çizimi/karikatürü’ kullanılması bazılarına göre ‘sürpriz’ ve ‘suç’ oluyor. “Türbanlı çocuk Diyanet’e kapak” başlıklı haberde şöyle denilmiş: “Diyanet İşleri’nin yayınladığı aylık çocuk dergisi şaşırttı: Kapakta türbanlı bir kız çocuğu, imamın elini öpüyor. Şeker Bayramı temasının işlendiği dergi, daha önceki sayılarında kız çocuklarının başını açık resmediyordu.” (Akşam, 5 Ekim 2006)
Bu ve benzeri haberleri, “İşte irtica hortladı, delilleri de bu!” anlayışıyla hazırlıyor olabilirler. Ancak bu tavır, ancak ‘buzağı arama’ olarak yorumlanabilir.
Bir defa, dergiyi hazırlayan ve yayınlayan Diyanet İşleri Başkanlığı olduğuna göre, burada şaşılması gereken şey; kızların ‘başı açık’ resmedilmesi olmalıdır. Tamam, ‘tesettür’ emri, ‘ergenlik’ yaşına gelenlere hitap eder. Öyle bile olsa, kız çocuklarının başlarının örtülü resmedilmesinde ne gibi ‘sakınca’lar olabilir? Hem konu Ramazan (‘şeker’ değil!) Bayramı olduğuna göre, çocuklara hitap eden bir derginin kapağında ‘başörtülü çocuk’ ve ‘cüppeli-sarıklı bir hoca’nın olmasından niçin rahatsız olunuyor?
Bu haberlere imza atanlar bir noktayı unutuyor: Türkiye’de yaşayan vatandaşlar böyle dergi kapakları sebebiyle rahatsız olmaz, aksine memnun olurlar. Rahatsız olan bir ‘azınlık’ vardır, ancak onların da bu şekildeki ‘dergi kapak’larına en azından tahammül etmeleri gerekir. Görmezden gelinse de, okullarda takılması yasaklansa da ‘tesettür’ Türkiye’nin gerçeğidir.
“Buzağı aramak” şeklinde yorumlanabilecek böyle haberler, olsa olsa yeni ‘süreç’lere su taşıma şeklinde değerlendirilebilir. Ki bu ‘tuzak’ların tutması mümkün değildir.
Bir noktada ‘buzağı arayanlar’ı takdir etmek lâzım: Çok sistemli ve ‘ekip ruhu’ ile çalışıyorlar. Birbirleriyle ‘pas’laşıp, sonradan ‘fos’ çıksa da yeni süreçlerin değirmenlerine su taşıyorlar.
Suları tersine akıtmayı hedefleyen bu gayretlerin, hüsranla neticelenmesi için duâ edelim.
*
Dünya ‘adam’ arıyor
Polonya’daki ‘Komünizm’ rejiminin sona ermesinde etkili olan “Dayanışma’nın efsanevî lideri” ve eski Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa, dünyanın ‘adam’ aradığını söylemiş.
Küreselleşmenin ahlâkî değerleri erozyona uğrattığını belirten Walesa, “Bence, artık dünya üzerinde politik ve ahlâkî bir lider yok. Dünyanın böyle liderlere ihtiyacı var” şeklinde konuşmuş. (Cumhuriyet, 18 Eylül 2006)
Demek ki, ‘kaht-ı rical/ ‘adam yokluğu’ sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın problemi...
Walesa haksız mı?
07.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|