Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Akdeniz'in iki ucu



Bakü-Ceyhan olarak başladı. Sonra buna Tiflis’in de eklenmesiyle birlikte BTC oldu.

Şimdi Kazakistan’ın da katılmasıyla birlikte Aktau-Bakü-Tiflis-Ceyhan(ABTC) Petrol Boru Hattı olarak anılacak.

BTC’nin dağların tepesinden, Karadeniz’in altından, ovalardan, ülkelerden aşarak gelen yolculuğunun bir öyküsüydü Ceyhan’da düzenlenen tören.

Bizim için bir rüyanın gerçeğe dönüşmesiydi elbette ki. Ancak yüzyılın töreni, yüzyılın olayı gibi abartılı yorumları bir yana bırakarak, tam Türkiye’nin misyonuna uygun bir olay diye düşünüyorum.

Avrupa ile Asya arasında bir köprü Türkiye. Medeniyetler arası ittifakın eş başkanı olan bir ülke. Ve AB’ye tam üyelik müracaatında bulunmuş, Hıristiyan dünyası ile İslâm dünyası arasında bir köprü olan Türkiye.

BTC ile buna farklı bir halka eklendi. Doğu’nun petrolünü batıya taşımada, terminal bir ülke.

BTC için görkemli törenler yaparken, kapasitesi onun 1.5 misli büyük olan Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını bir türlü verimli bir şekilde kullanamadığımıza hayıflanmamak elde değildi.

Akdeniz’in bir ucunda görkemli bir tören yapılırken, ne yazık ki diğer ucunda İsrail, Filistin’den sonra terörü Lübnan’a taşıyordu. Hariri suikastinin arkasında Suriye parmağı olduğu iddiasıyla dünyayı Şam’ın tepesine yıkmaya çalışan, çifte standartlı ABD her nedense, İsrail’in Lübnan’a saldırısı karşısında suskun kalmayı tercih ediyor.

Gazze’de günlerdir süren kuşatma ve 50’yi aşkın Filistinlinin öldürülmesi karşısında sessiz kalan ABD Başkanı Bush, bir papağan gibi İsrail’in kendini savunma hakkının olduğunu belirtmekten başka bir şey söylemiyor.

Bugün dünyanın gündeminde, tırnak içinde ifade ediyorum, ”İslamcı terörist” ve El Kaide diye bir olay varsa, bu zemin İsrail’in Filistin’de 50 yıldır devam eden zulmü sayesinde oluştu. İslâm dünyasının içi kan ağlarken, bir kısmı bunun silahlı mücadele ile çözülebileceğine dair modeller geliştirdi.

Önce HAMAS’ın seçimlere girmesine izin verdiler. HAMAS seçimleri kazanıp, hükümet kurunca, Filistin halkını cezalandırmayı tercih ettiler.

İsrail’li askerin kaçırılması ne kadar yanlışsa, bunu fırsat bilip İsrail’in, Filistin’e saldırması da son 50 yıldır uyguladığı devlet terörü nedeniyle beklenen bir davranıştı. Ancak ABD’nin Gazze’nin ablukaya alınması, 50’yi aşkın Filistinlinin öldürülmesi, Filistinli bakan ve milletvekillerinin kaçırılması karşısında tepki göstermeyip, ”İsrail’li askerin kaçırılması bölge istikrarına zarar verir” şeklinde teşvik edici açıklamalar yapması İsrail’in gemileri iyice azıya almasına neden oldu. Bu arada hangi akla hizmetse, Hizbullah ta iki İsrail askerini kaçırdığını açıkladı. Terör terörü, şiddet şiddeti doğurdu. Aslında bu bölgenin 50 yıllık kaderiydi. İsrail bunun üzerine Lübnan’a girdi. ABD Başkanı Bush’un, İsrail’in devlet olarak kendini savunma hakkı olduğunu belirtmesi işte o sırada geldi.

Afganistan ve Irak’ın işgalcisi olarak Bush’un açıklamalarında yadırganacak bir şey yoktu. Aslında İsrail-Filistin-Lübnan üçgeninde yaşananlar da bir tuhaflık yok. 50 yıldır aynı şeyler oluyor. Tuhaflık şurada, bazılarının bizden ısrarla ABD’nin petrole bulanmış Karabatak kuşunu kurtarmak için Ortadoğu’ya yerleştiğine, El Kaide için Afganistan’ı ve Irak’ı işgal ettiğine inanmamızı istemelerinde.

ABD’nin Akdeniz’in iki ucunda iki müttefiki var. Biri Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmeye devam eden İsrail diğeri ise, Avrasya ve Ortadoğu’yu Akdenize bağlayan hoşgörünün simgesi Türkiye. ABD bir tercih yapar mı orasından umutlu değilim ama İsrail’e bu desteği devam ettiği sürece terör daha geniş coğrafyalara yayılmaktan, Amerikan düşmanlığı büyümekten başka bir işe yanamayacak.

İsrail’in Filistin’e zulmü devam ettiği, Gazze’de, Ramallah’ta çocuklar babasız, hastalar ilaçsız, kadınlar kocasız, bebekler sütsüz, ekmeksiz kalmaya devam ettiği müddetçe. Irak koskoca bir vahşet ve tecavüz ülkesine haline dönüştüğü, İslâmın haremi ismetine tecavüzlerin devam ettiği müddetçe, kimse bizden ABD’ye ılımlı bakmamızı beklemesin.

Bu zulüm devam ettiği, İslâm dünyasındaki işgal ve tecavüzler bitmediği müddetçe, içimizdeki öfke, kalbimizdeki isyan dinmeyecek.

Birileri, efendileri adına buna çok üzülse de...

14.07.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.07.2006) - Hoplama

  (12.07.2006) - Baykal’dan uzlaşım teklifi

  (11.07.2006) - Akıllı bina’da buluştular

  (10.07.2006) - İştah ve ense

  (07.07.2006) - Alışırlar, alışırlar

  (06.07.2006) - Akredite Baykal

  (05.07.2006) - Gallup ışığında Chomsky

  (04.07.2006) - Genelkurmay tartışması

  (03.07.2006) - Filistin terazisinde Çankaya

  (30.06.2006) - Çankaya izlenimleri...

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004