24. Söz’de belirtildiği gibi sevgi kâinatın varlık sebebidir. Varlıkları birbirine bağlayan en güçlü bağdır. Kâinatın hem ışığı, hem hayatıdır.
İnsan ise kâinatın en kapsamlı meyvesi olduğu için kâinatı istilâ edecek bir sevgi, o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir.
İşte böyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak, nihayetsiz bir kemal sahibi bir Zât olabilir.
Evet, en çok sevgiye lâyık olan Allah’tır. Yaratılışımıza yerleştirilen bu sonsuz sevgi ancak Onu sevmede kullanılabilir. Ondan başka hiçbir şey Onun kadar sevilemez. Aksi halde insan onu ilâh edinmiş olur. Sevilenler de ancak Onun adına ve sınırlı sevilir.
Eğer bir insanın kalbinde Allah sevgisinin yerine başka sevgiler yerleşiyor, kişi Allah’ı sevdiği kadar onları seviyorsa bu onun putudur.
Kişi sevdiğine uyar, peşinden gider, arzu ettiklerini yapar.
Her şeyin en doğru, en güzel ve en mükemmelini bildiren Kur’ân insanları bu tip yanlışlara düşmekten sakındırmak için buyuruyor ki:
“İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah’tan başkalarını Ona denk tutarlar ve onları, tıpkı Allah’ı sever gibi severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgileri ise çok daha kuvvetlidir. Keşke o zalimler, azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azâbının pek şiddetli olduğunu şimdiden anlayabilselerdi!
“Dünyada iken kendilerine uyulmuş olan büyükler, o zaman, peşlerine takılmış olanlardan uzaklaşmış ve onları reddetmişlerdir. Artık hepsi birden azâbı görmüş ve aralarındaki bütün bağlar kesilmiştir.
“Büyüklerinin peşlerine takılanlar, o zaman derler ki ‘Keşke bir kere daha dünyaya dönsek de, şimdi onların bizi reddettiği gibi biz de onları reddetsek!’
“İşte Allah onlara, yaptıklarının neticesini böylece pişmanlık üstüne pişmanlık olarak gösterir. Onlar ateşten asla çıkacak değillerdir.”1
Ne kadar düşündürücü, ibretli değil mi?
İlmi geçmişi, geleceği birlikte kuşatan sonsuz ilim sahibi olan Allah, ilâhlaştıran ve onlara uyan kimselerin perişan hâlini işte böyle anlatıyor. Onlar gerçekleri bir bir gördükten sonra sonsuz bir pişmanlık içine girecekler, dünyaya tekrar dönüp durumlarını düzeltmek isteyecekler, ama bu pişmanlıkları onlara fayda vermeyecek.
Allah herkese akıl vermiş. Aciz, zayıf, sonsuz ihtiyaçlar içinde olan bir yaratığı ilâhlaştırmanın mantığı olabilir mi?
Dipnotlar:
1. Bakara Sûresi: 165-167.
10.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|