Karabük’ten Ali Kılınç: “Mehirle ilgili dinimizin emirleri nelerdir? Düğün nişan gibi mesut günlerde hanım kızlarımıza erkek tarafından takılan takıların mülkiyeti kime aittir? Tasarruf hakkı kimindir? Dört mezhebe göre şerh ve izah eder misiniz? Mehrin asgarî ve azamî miktarı ne kadardır? Nasıl ve neye göre vaz edilmiştir? İslâm tarihinden örneklerle izah eder misiniz?”
Dünkü yazımızda kadının hangi durumlarda mehri hak ettiği üzerinde durmuş, bunlardan ikisini işlemiştik. Bu gün kaldığımız yerden devam edelim: Kadının mehri hak ettiği hususlardan birisi de şudur:
3- Erkek ölmüşse: Nikâhtan sonra eğer erkek ölürse, kadın mehrin tamamını almaya hak kazanır. Burada cinsel birleşmenin veya halvet-i sahihanın meydana gelip gelmediğine bakılmaz. Eğer mehir belirlenmemişse, kadın mehr-i misil alır.
Mehrin yarısı şu durumda verilmelidir:
Mehrin belirlenmesi şartıyla, nikâhtan sonra, cinsel birleşme veya halvet-i sahiha olmadan evlilik sona ererse, kadın belirlenen mehrin yarısını almaya hak kazanır. Bu durumda eşler boşanma sebebine göre hareket edebilirler. Eğer boşanmaya sebep erkekse, erkek mehrin hiç olmazsa yarısını vermeden kadını serbest bırakamaz.
Eğer boşanmayı kadın istiyor ve boşanma karşılığında mehrinden vazgeçeceğini de bildiriyorsa, ancak bu durumda kadına mehir verilmez.
Delili şu âyettir:
“Eğer onları daha temas etmeden boşar da, onlar için bir mehir takdir etmiş olursanız, o halde mehrin yarısını vermek gerekir. Eğer kadın kendi hakkından vazgeçer ve mehri bağışlarsa veya nikâhı elinde bulunduran erkek tamamını verirse o başkadır. Sizin mehrin tamamını vermeniz ise takvaya daha yakındır. Aranızda fazileti ihmal etmeyin. Muhakkak ki Allah yaptıklarınızı hakkıyla görür.”1
Şu durumda mehir yerine hediye verilir:
Mehrin miktarı belirlenmeden nikâh kıyılmış, ancak cinsel birleşme veya halvet-i sahiha öncesinde ayrılık (boşama) olmuşsa, bu durumda kadına uygun bir hediye verilir.
Delil şu âyettir:
“Kadınlarınızı, daha kendilerine temas etmeden ve bir mehir takdir etmeden boşamanızda bir günah yoktur. Ancak onları, gönüllerini alacak bir şeyle faydalandırın. Zengin olanın gücü yettiğince, fakir olanın da haline göre, iyilikle bir şeyler vermesi gerekir. Bu, başkalarının hukukuna riayet edip iyilik yapmak isteyenler üzerine bir haktır.”2
Şu durumlarda mehir verilmez:
1- Sahih olmayan bir nikâh akdi yapılır ve cinsel birleşme olmadan ayrılık meydana gelirse mehir vermek gerekmez. Meselâ nikâhı kıyılan eşlerin birisinin bulunmadığı, bulunmayan eşin şahitlerden birisine ya da nikâhta hazır bulunan birisine vekâlet verip vermediği bilinmediği, şahidin bulunmadığı veya şahitlik şartlarına haiz olmayan birisinin şahitliğini yaptığı, eşlerden birisinin açık ve anlaşılır biçimde ‘evet’ demediği veya ‘hayır’ dediği nikâhlar sahih nikâh değildir. Böyle sahih olmayan nikâhlar erkeğe mehir mesuliyeti getirmez. (Sözlülük ve nişanlılık da mehir mesuliyeti getirmez.)
2- Sahih bir nikâh akdi yapılmış olsa da, cinsel birleşme veya halvet-i sahihadan önce kadının fiiliyle veya isteğiyle ayrılık meydana gelirse mehir verilmez.
Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi: 237
2- Bakara Sûresi: 236
09.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|