İktidar kulisinin ortasındaki büyük boy ekran televizyonun önüne tekli, ikili koltuklar çekilmeye başlandı. Az sonra küçük çaplı bir tribün oluşmuştu. Bir müddet sonra tüm bu hazırlığın Brezilya-Gana maçı için yapıldığı anlaşıldı.
Türk halkının Brezilya’ya olan kadim dostluğu bilinmesine rağmen, maçı izleyenlerin ezici çoğunluğu, “Bizim Appiah’ın takımı” dedikleri Gana’yı tutuyorlardı. Hatta sıkı Fenerbahçeli olanlar dahi, “Brezilya’nın renkleri hoş, ama bu kez Gana” diyorlardı.
Aynı düşüncede değildim. Appiah da olsa, yaşattığı tüm şoklara, şampiyonluk kâbusuna rağmen Fenerbahçe’den olduğu gibi Brezilya’dan da vazgeçemeyeceğimi bir kez daha anladım.
“Finali Almanya ile Brezilya oynar” dedi, maçları sıkı takip eden bir milletvekili. Dünya Kupasını bu kez Almanya’nın alacağını da söylemeyi ihmal etmedi. “Brezilya’nın eski tadı yok” diyenlerin yanı sıra, “takımın yaşlandığını” belirtenler de az değildi. Haksız da değillerdi, ama sahada bir futbolcudan ziyade güreşçi gibi dolaşan Ronaldo topu kaptığı gibi kaleciyi de çalımlayarak ağlara bıraktı. Kaleci kim mi? Milletvekilleri, “Şu bizim Samsunspor’daki Kingston değil mi?” diye birbirlerine soruyorlardı. Cehaletim ortaya çıkmasın diye fazla ses çıkarmadım ama “Bu kaleciyi gözüm bir yerden ısırıyor” diye düşünüyordum. Meğer Samsunsporlu değil, bizim Ankaraspor’un yedek kalecisi Kingston’mış. Fenerbahçe’nin Ankaraspor’la oynadığı maçta kaledeydi. Bizim Appiah’ın takımı Gana’nın kalecisi de bizim Ankarasporlu Kingston’dı.
Bir kısmının muhterem bir görüntüsü olmasına karşın futbolla bayağı içli dışlı isimler var AKP milletvekilleri arasında.
Tabiî, ekranda Gana’nın kısaltması olan GNA’yı ismini Çin olarak okuyup, “Çin nereyle oynuyor arkadaşlar?” diye soranlar da yok değildi. Brezilya ile Gana oynuyor cevabı verilmedi çoğunlukla. “Abi Çinliler ne zaman zenci oldu” türü sataşan da çıktı, “Bunlar da Çin’in zencileri” yorumunu yapan da…
* * *
Bir yandan maç izlenirken diğer taraftan siyasî konulara da gönderme yapılmadı değil.
“Görüyor musun hepsi bize karşı ittifak kuruyor” diye eskilerin cephe harekatından rahatsızlığını dile getirenlere, “Bizim için iyi oluyor. Millet bunların ne olduğunu görüyor” diyen de çıktı, “Allah bunlara fırsat vermesin” temennisinde bulunan da. Seçim havasına girilmesi ve bir de AKP’ye yönelik hücumlar sebebiyle parti içi sorunlar halının altına süpürülüp, “dayanışma ruhu” daha bir ön plâna çıkmış gibi bir izlenim edindim.
AKP vekilleri ekseriyetle Gana’yı tutmalarını sadece Appiah’a olan sevgileri ile izah etmediler elbette ki. “Ezilmişler,” “mazlumlar” diye tanımladıkları Ganalıları, sadece bu özelliklerinden dolayı tutuyorlardı. “Ne de olsa biz de bu ülkenin zencileri değil miyiz?” diye sosyal bir sorumluluk yüklüyorlardı bu sevgilerine.
Belki bir süre önce bu ülkenin zencileriydi hatta bu itilmiş kakılmışlıkları sebebiyle halk onları iktidara taşıdı, ancak 3 yıllık iktidarları süresinde, zencilikten beyazlığa geçen de az olmadı aralarında. Hatta içlerinde yıllarca beyazlara dokunabilmenin özlemiyle yanıp tutuşan ne tipler olduğunu da gördük bu vesile ile. En azından bir kısmı epey semirmiş zenci oldular...
* * *
İkinci gol henüz atılmamıştı. Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, “Yoklama var” diye kulise çıktı. Orası bir anda boşaldı. Peşlerinden, “milletvekili olmamanın ayrıcalığı” diye laf atanlarımız oldu. Ancak hızlı bir şekilde oylarını kullanıp geri döndüler boşalttıkları koltuklara. Tekrar maçı izlemeye koyulmuştuk ki, Sadullah Ergin bir kez daha dışarı çıktı. “Aranızda bakan var mı?” diye sordu. Bakanlardan kimse yoktu. Ergin bu kez, “Aranızda bakan olmak isteyen var mı?” diye sorunca bir tebessüm yayıldı oraya. İkinci gol de o sırada geldi. Tabiî “ofsayt”tı tartışması da beraberinde.
İlk yarının bitmesine birkaç dakika kala iktidar kulisinden ayrılıp, biraz da seri adımlarla muhalefet kulisine geçtik. Bakalım orada ne oluyor diye. CHP Trabzon milletvekili Akif Hamzaçebi, piyasalardaki dalgalanma üzerine konuşuyor, vekiller de kuliste çay içip sohbet ediyorlardı.
İktidar kulisinde futbol ne kadar popülerse, muhalefet kulisinde o denli reytingi düşüktü...
29.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|